Macron’a tepki: Senin haddine mi

HAVA ATMAYA GELİNCE HAVA ATARSIN

“Başarı çıtasını yükseltmenin, aynı zamanda mücadele cephesini genişlettiğinin farkındayız. Türkiye ile ilgili hazım sorunu yaşayanların giderek arttığını görüyoruz. Son örneği NATO tartışmalarıdır. 3-4-5 Aralık İngiltere’de Londra’da NATO Liderler Zirvesi yapacağız. Daha oraya gitmeden, işte birileri bir şeyler konuşmaya başladı. Risk almayan, hep kazanmaya alışmış kimi ülkeler, Türkiye’nin kendi hakkını, hukukunu, sınırlarını, egemenliğini koruma çabalarına tahammül edemiyor. Hele hele bunların içinde Fransa Cumhurbaşkanı, son açıklamaları; bu hastalıklı, bu sığ anlayışın örneklerinden biridir. Sen bir defa, NATO’ya karşı yerine getirmen gereken vecibelerini yerine getirmiyorsun. Hava atmaya gelince hava atıyorsun. NATO’ya ödemen gereken paraları bile doğru düzgün ödemezsin. Ama hava atmaya gelince hava atarsın.

Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak, çıkarmamak… Bu senin haddine mi? Böyle bir şeyin kararını senin verme yetkin var mı? Türkiye’nin Suriye’de herhangi bir oldubittiye gitmediğini en iyi kendisi biliyor. İşte buyur. Şimdi biz Libya’nın resmi yönetimiyle imzalarımızı attık. Şu anda artık Türkiye-Libya Akdeniz’de ortak işbirliğine girebilecek noktaya bu anlaşmayla geldi. Ne diyeceksin? Kimse sana bakmıyor.

ACEMİLİĞİ VAR ÇOK BECERİKSİZ

Henüz daha acemiliğin var. Bunları gider. Bunu gidermeden bu işler olmuyor. Suriye’den ülkemize yönelik tehditleri ve bunlara karşı vereceğimiz cevapları herkes gibi, Fransa Cumhurbaşkanı’na da defalarca anlattım. Ama anlamıyor. İnanın çok beceriksiz. Terörle mücadele nedir bilmiyor. İşte onun için sarı yelekliler bütün Fransa’yı işgal etti. Niye çözemiyorsun? Çözemezsin. Onların hakkını hukukunu, kendi vatandaşın değil mi, koruyamıyorsun. Koruyamazsın.
Ülkemizin bu konudaki haklı hassasiyetlerini hiçe sayıp, en küçük bir ilgilerinin olmadığı Suriye’de, tırnak tutturmaya çalışan Fransa’nın ta kendisidir. Senin Suriye ile ne işin var ya? 911 km bizim Suriye ile sınırımız var. Bizim Adana Mutabakatı denilen bir anlaşmamız var.
Bizim Suriye’ye girme hakkımız, terörle mücadelede var. Peki senin hangi anlaşmayla oraya girme hakkın var. Ne işin var senin Suriye’de? Ne yapıyorsun sen orada? Koalisyon güçleri diyorsan. Biz aynı zamanda koalisyon güçlerin de içerisindeyiz. Ama senin orada bulunmaya hak ve salahiyetin yok. Seni rejim de oraya zaten davet etmiş değil. Siz durumdan vazife çıkardınız. Geldiniz, girdiniz oraya. Yaptığınız iş bu.

TÜRKİYE’NİN HAKLARINA SAYGI DUYACAKSINIZ

İstediğiniz kadar hoplayın zıplayın, istediğiniz kadar eveleyin geveleyin. Eninde sonunda Türkiye’nin egemenlik haklarına, güvenlik ihtiyaçlarına, terörle mücadelesine saygı duyacaksınız. Bunun başka çıkışı yok. NATO için Fransa ne anlam ifade ediyor bilemeyiz ama Türkiye, hem askeri katkısı hem askeri desteğiyle bu kurumun en önemli üyesidir. Ülkemiz bu stratejik önemiyle en çok Avrupa’nın korunmasına katkı veriyor. Şayet Türkiye olmasa, dünyanın dört bir tarafındaki teröristlerin Avrupa’ya yığılacağından, bölgemizde mücadele ettiğimiz tehditlerin doğrudan Avrupa’ya yöneleceğinden kimsenin şüphesi olmasın.”

BİTİŞ TARİHİ İÇİN YAZILI TAAHHÜT İSTEDİ

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan adını taşıyacak külliyenin ilk etabının inşa süresiyle ilgili yazılı taahhüt de istedi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a projenin birinci etabının ne zaman biteceğini soran Erdoğan, 2023 yılının sonu yanıtı alınca “2023’ün ne zamanında? ‘Sonuna kadar’ dediğinde olmaz. Bunu yazılı kayda almamız lazım. Ben yazılı göreceğim. Yazılı istiyorum. Hem müteahhitle hem mimarımızla, altta imzaları da olsun. Bunu görelim” dedi.

ARNAVUTLUK’A 500 KONUT

ERDOĞAN, törende depremle sarsılan Arnavutluk’a Türkiye’nin konut yaptıracağını da söyledi: “Çevre Şehircilik Bakanımla onu konuşuyorduk. Buraya 500 konut yapabilir miyiz? Ve yapalım dedik. Arnavutluk’a inşallah Bakanlığımız, TOKİ olarak, orada en uygun yerde, ekiplerimiz çalışmaları yapacak ve 500 konutu Türk kardeşleri olarak inşa edeceğiz. Bu medeniyetimizin bize yüklediği mesuliyettir.”

TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ AVRUPA’NIN GÜVENLİĞİDİR

TÜRKİYE’nin güvenliği Avrupa’nın güvenliği demektir. Türkiye güvende değilse Avrupa’nın güvenliğinin de pamuk ipliğine bağlı olduğu unutulmamalıdır. Bunu biz, Fransa başta olmak üzere ülkemizin güvenlik kaygılarına duyarsız kalan hatta tam tersi işler yapmaya kalkışanlara bu gerçekleri bir kez daha hatırlatıyoruz. Neyse ki NATO’da ve Avrupa’da aklıselim sahibi, mantıklı, tutarlı, tecrübeli siyasetçiler var da Fransa’nın sergilediği türden hezeyanlar anlamsız kalıyor. Türkiye, Suriye’den topraklarımıza yönelik tehditler tamamen bitene, bölgedeki son terörist de imha edilene kadar harekâtlarını sürdürecektir. Herhalde televizyonlarda Kandil’deki teröristbaşlarının teröristlerle ne tür pozlar verdiğini görmüşsünüzdür. İşte son kadın terörist ki, en önemlilerinden bir tanesiydi, o da malum vuruldu. Ve onunla beraber yanında da 6 terörist daha vuruldu. Bütün bunlarla şu anda gerek ordumuzun gerek tüm silahlı güçlerimizin bu bölgedeki operasyonları, SİHA’larımızla, F-16’larımızla çok farklı bir gündem ortaya koydular.

SÖZLER İÇİN İLANİHAYE BEKLEYECEK DEĞİLİZ

Ülkemize verilen sözler için ilanihaye bekleyecek değiliz. Hâlâ topraklarımıza ve himayemiz altındaki bölgelere yönelik alçakça saldırılar oluyor. Önceki gün sınır karakolumuzdaki askerlerimiz şehit edildi. Aynı şekilde Telabyad’da bombalı araçla 17 masum sivil şehit edildi. Bu duruma seyirci kalacak değiliz. Güvenli bölge ve ötesinden ülkemize yönelen tehditler makul bir sürede bertaraf edilemezse, bu işi bizzat kendimiz yapmakta tereddüt göstermeyiz.”

MEZUNU OLMAKLA İFTİHAR EDİYORUM

Mezunu olmaktan iftihar ettiğim Marmara Üniversitemizin bu büyük atılımın öncüsü olacağına yürekten inanıyorum. Ülkemizde yıllarca şark ve garp medeniyetleri tartışması yapılmış, bunların birbirlerinin karşıtıymış gibi gösterildiklerine özellikle şahit oluyoruz. Ülkemizde Batılılaşmak, Batı medeniyetine dahil olabilmek için dinimizi değiştirmemizin gerektiğine dair bile tartışmaların yapıldığı dönemler olmuştur. Milletimiz inancı, milletimizin kadim değerleri bazı çevreler tarafından medeniyet yolunda en büyük engel olarak görülmüştür. Halbuki bu coğrafya inancıyla ilgili hassasiyetlerine dokunulmaması şartıyla her imkânı, her değeri, her birikimi kucaklama kültürüne sahiptir. İslam dünyasının bugün içerisinde bulunduğu sıkıntıların sebebi nasıl İslam değilse, ülkemizin geçmişte yaşadığı krizleri de milletimize ve kültürümüze mal edemeyiz.

İLİM SANCAĞINI YÜKSELTMELİYİZ

Kendimiz olmayı, kendimiz üretmeyi, kendimiz düşünmeyi bırakıp, başkalarına benzemeyi hayatımızın merkezine yerleştirdiğimiz gün, kaybetmeye başladık. Madem yitik kaybettiği yerde aranır, öyleyse yeniden düşünmeye, yeniden ürütmeye, yeniden düşünmeye, yeniden ilim sancağını en yükseğe taşımaya hazır olmalıyız. Başka yerlerde üretilen bilginin ezbercisi, kopyacısı, tekrarcısı değil, bizzat bilginin membaı olan üniversitelere sahip olmanın hayaliyle yaşıyoruz.

SANATÇILARIMIZ BAŞIMIZIN TACI

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, dün Zeytinburnu’nda Ressam Selahattin Kara’nın sergisinin açılışını gerçekleştirdi. Açılış töreninde kısa bir konuşma yapan Erdoğan, “Resimlerinde İstanbul manzaralarını sanata dönüştürmesiyle gönlümüzde müstesna bir yer edinen Selahattin Kara’ya ülkemiz kültürüne yaptığı katkılar için şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Tüm ilçeleriyle İstanbul’umuzu sanatın her dalında ortaya koyduğu eserleriyle taçlandıran sanatçılarımızın her biri başımızın tacıdır. Çünkü medeniyet, kültür, sanat, edebiyat gibi değerler üzerinde yükselir” dedi. Açılışı kurdele keserek gerçekleştiren Erdoğan daha sonra sergiyi gezdi. Resimleri tek tek inceleyen Erdoğan ressam Selahattin Kara’dan bilgi aldı.