Samsun’dan Bir Özgür Özel Geçti Bölüm 3
Bayraklar, Mesajlar ve Sessiz Çoğunluk: CHP Mitinginin Son Perdesi
Samsun mitingine dair analiz serimizin ilk iki bölümünde, CHP’nin organizasyonel dağınıklığını, iletişim stratejisindeki kırılmaları ve liderlik imajı konusundaki sıkıntılarını masaya yatırdık. Ancak bir mitingi değerlendirirken yalnızca sahne düzenine, kalabalığın büyüklüğüne ya da sosyal medyada ne kadar paylaşıldığına bakmak yeterli değildir. Bir mitingin ruhu, onun verdiği ortaklık mesajında, kapsayıcılık iddiasında ve toplumsal hafızada nasıl yer ettiğinde gizlidir. İşte bu noktada Samsun mitingi, içeriğinden çok sembollerle sınırlı kalmış bir etkinliğe dönüştü.
Demokrasiden Bahsedip Sadece Kendi Bayrağını Taşımak
CHP, mitingin demokratik bir platform olduğunu ve farklı siyasi kesimlerin de bu çağrıya kulak verdiğini sıklıkla vurguladı. Ancak alanda yalnızca CHP bayraklarının bulunması, bu iddiayı zayıflattı. Farklı partilerden, sivil toplumdan ya da bağımsız yurttaşlardan oluşan bir kalabalık, sembollerle homojenleştirildiğinde, siyasi çoğulculuk yalnızca metinlerde kalır.
Geçmişin başarılı mitinglerinde, özellikle milli birlik ve demokrasi temalı eylemlerde, Türk bayrağı etrafında kenetlenilmiş, siyasi parti sembollerinden bilinçli olarak uzak durulmuştu. Bu sayede mesaj, bir partinin değil bir halkın ortak sesi gibi yankı bulmuştu.
Oysa Samsun’da durum tersine döndü. CHP, mitingi adeta kendi iç etkinliği gibi tasarladı. Bu da farklı görüşlerden gelen katılımcıların görünmezleşmesine ve mitingin siyasi kapsayıcılığının sorgulanmasına neden oldu. Oysa tam tersi olmalıydı: farklılıklar görünür kılınmalı, ortak değerler üzerinden birleştirici bir görsel bütünlük sağlanmalıydı.
Miting Değil Aynalar Galerisi: CHP’nin Kendiyle Yüzleşmesi Gerek
Samsun mitingi, bir organizasyondan çok bir ayna gibiydi. Partinin nerede durduğunu, neyi eksik yaptığını ve halkla nasıl bir bağ kurduğunu gösterdi. Ve bu ayna, partinin görmeyi pek istemediği bazı gerçekleri gün yüzüne çıkardı.
İletişim kopukluğu, zaman yönetiminde plansızlık, basına sağlanan imkanların yetersizliği ve en önemlisi, kapsayıcı bir siyasi dilin eksikliği… Bunlar yalnızca mitingin değil, partinin genel siyasal iletişim stratejisinin zayıf noktalarıydı.
Ve bu noktada şu soru önem kazanıyor: CHP, halkla bağını güçlendirmek mi istiyor, yoksa yalnızca kendi yankı odasında daha fazla ses mi üretmeye çalışıyor?
Güçlü Miting, Sadece Kalabalıkla Değil, Akılla Kurulur
CHP’nin bundan sonraki süreçte yapması gereken, yalnızca daha kalabalık mitingler organize etmek değil; daha kapsayıcı, daha stratejik ve daha halkla bütünleşen bir iletişim dili geliştirmektir. Bu;
-
-
zamanlaması iyi yapılmış,
-
finansal kaynakları etkin kullanılmış,
-
yerel teşkilatla merkezi uyumlu hale getirilmiş,
-
medyayla profesyonel ilişkiler kurulmuş,
-
farklı kesimlere açık ve saygılı bir sembol dili benimsenmiş
-
organizasyonlarla mümkündür.
Siyasi semboller, yalnızca parti sadakatini değil, toplumsal aidiyeti de şekillendirir. Doğru sembol, doğru mesajla birleştiğinde bir miting yalnızca bir etkinlik olmaktan çıkar; bir harekete dönüşür.
Son Söz Yerine: Bu Üç Bölüm, Bir Uyarı Manifestosu Olarak Okunmalı
Samsun mitingi üzerinden yaptığımız bu üç bölümlük analiz, sadece bir mitingin değil, muhalefetin iktidar alternatifi olma kapasitesinin de röntgenidir. CHP, eleştirilerden ders alıp, yapıcı önerilere kulak verir ve bu önerileri cesaretle hayata geçirirse; yalnızca miting düzenlemeyi değil, mitinglerle tarih yazmayı da öğrenebilir.
Çünkü bu ülke, artık sadece konuşan değil, stratejik düşünen bir muhalefeti hak ediyor.
Bölüm – 1 – Duyurunun Gölgesinde Kalan Miting
Bölüm – 2 – Taşıma Kalabalık, Taşınamayan Algı:
Bölüm – 3 – Demokrasiden Bahsedip Sadece Kendi Bayrağını Taşımak