Hayatını kaybeden madenci, iş başvurusunu kızının şansına son dakikalarda yapmış
BARTIN (AA) – Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağındaki patlamada 34 yaşında yaşamını yitiren Sabri Akdere'nin …
BARTIN (AA) – Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağındaki patlamada 34 yaşında yaşamını yitiren Sabri Akdere'nin, kuruma, işçi alımı için belirlenen başvuru tarihinin son dakikalarında kızı Defne'nin şansına müracaat ettiği öğrenildi.
Sabri Akdere ile 5 yıllık evli olan, iki kız çocuğu annesi Berna Akdere, AA muhabirine, patlama olduğunu arkadaşının haber vermesiyle öğrendiğini, haberi alır almaz maden ocağına gittiklerini söyledi.
Eşiyle tekstil fabrikasında tanıştıklarını anlatan Akdere, “12-13 yıldır beraberiz. Beraber çalışıyorduk. Kızımızın şansına ilk yazıldığında çıkmamıştı. İkinci yazıldığında TTK'ye kızımız Defne'nin şansına yazılmış, şans eseri çıktı. TTK'ye 2019 yılında başladı. Son dakika başvurmuştu, son gündü. Telefonla başvurmuştu. Son gün diye Defne'nin şansına yazıldı. O zaman başka bir iş yerine başvuruya gitmişti. İsminin çıktığı o zaman haber gelmişti bize. Biz de şaşırmıştık, beklemiyorduk aslında. Kızımızın adına şans eseri bize çıktı.” diye konuştu.
Akdere, aynı ocakta hayatını kaybeden Şuayip Okul ile beraber çalıştıklarını aktararak, “O, eşimden 2 ay önce oraya girmişti. Diğer üç arkadaş eşimle beraber aynı anda başlamıştı. Birbirimize gidip geliyorduk. Hatta olay gecesi işten çıkınca eşim ile Şuayip buraya geleceklerdi. İyi bir arkadaşlık yapıyorlardı. İşe hep beraber gidiyorlardı. Eşler olarak hep beraber bir yerlere gidiyorduk.” dedi.
– “Hayatında hiç tatile gitmemiş, hayallerimiz hep kaldı”
Olay günü eşiyle evlerine alışveriş yaptıklarını belirten Akdere, şöyle devam etti:
“O beni çocuklarla bekledi, ben poşetleri eve bıraktım. Sonra beni annemin yanına bıraktı. Orada geceleri bazen karnı acıkıyordu. Ekmek arası istedi. Ekmek arasıyla ayran yaptım, onu götürdü. O gün her zaman vedalaştığımız gibi vedalaştı. O normalde beni hiç aramazdı. O gün beni 15.30'da aşağıya girmeden önce aradı. Ben de biraz unutkanlık var. Beni anahtar için aramış. 'Anahtarı kapıda unutmadın değil mi?' diye aramış. Hava erken kararıyor diye, 'Akşam eve erken git. Karanlıkta gitme, sana ve çocuklara bir şey olur. Kendinize ve çocuklara dikkat et' dedi. Çok bir şey olmayınca normalde o saatte beni aramazdı.”
Akdere, eşiyle ve çocuklarıyla birlikte hayallerinin olduğundan bahsederek, “Daha geçen hafta konuştuk. 'Çok yoruluyorum' dedi. Kasım ayında normalde yıllık izne çıkacaktı. 'Çok yorgunum, kafamı dağıtmak istiyorum' dedi. İstanbul'a gidecektik, hiçbir yere gidemezsek yakın bir yerde otele gidip 3-4 gün orada beraber kalacaktık. Seneye Antalya'ya gidecektik. Hayatında hiç tatile gitmemiş. Normalde bu sene gidecektik. Diğer çocuk küçük diye gidemedik. 'Seneye gideriz' dedik. Hayallerimiz hep kaldı. Çocuklarımız biraz daha büyüyünce Karadeniz turu yapmak istiyorduk. Hepsi eksik kaldı.” ifadelerini kullandı.
Muhabir: Sevil Çelik