Türkiye’de Yüksek Teknoloji Üretimi Yüzde 29 Arttı

Eylül ayında yüksek teknoloji üretimi önemli ölçüde artarken, diğer teknoloji gruplarında farklı eğilimler gözlemlendi. Yüksek teknoloji üretimi aylık bazda yüzde 15.4, yıllık bazda ise yüzde 29.0 yükseldi.

Ankara merkezli BHA tarafından yapılan analize göre, Türkiye’de yüksek teknoloji üretimi Eylül ayında dikkat çekici bir artış gösterdi. Bu artış, imalat sanayiindeki genel eğilimlerden farklılaşarak, sektörde önemli bir değişim sinyali verdi. Ancak, orta-yüksek ve düşük teknoloji üretimindeki farklılaşmalar, genel ekonomik tabloyu etkiledi.

İmalat sanayiinde üretim aylık bazda yüzde 2.3 azalırken, yıllık artış yüzde 2.7 olarak ölçüldü. Madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe ise hem aylık hem de yıllık artışlar kaydedildi. Enerji sektöründe aylık düşüş yaşanmasına rağmen, yıllık bazda yükseliş devam etti. Bu veriler, farklı sektörlerin performansları arasındaki farklılıkları ortaya koydu.

Yüksek Teknoloji Üretimindeki Artışın Etkileri

Ekonomistler, yüksek teknoloji üretimindeki hızlı artışın, sanayi sektöründe yapısal bir değişimin işareti olduğunu belirtiyor. Bu durum, sektördeki rekabet dinamiklerini ve yatırım tercihlerini etkileyebilir. Uzmanlar, yüksek teknolojiye yapılan yatırımların artmasıyla birlikte, ülkenin ekonomik büyüme modelinde de değişiklikler olabileceğini vurguluyor.

Çalışanların ücret düzeyleri ve alım gücü de dikkat çekiyor. Özellikle asgari ücret ve çevresinde ücret alan çalışanların oranının yüksek olması, enflasyonist baskılar altında alım gücünün korunması gerekliliğini ortaya koyuyor. DİSK-AR tarafından hazırlanan rapor, ücret politikalarının önemine işaret ediyor.

Ekonomik Görünüm ve Gelecek Beklentileri

2025 yılı için yapılan asgari ücret artışının birçok iş yerinde aynı oranda uygulanması, çalışanların gelir düzeylerinde kısmi bir iyileşme sağlayabilir. Ancak, genel ekonomik koşullar ve enflasyonun seyri, bu iyileşmenin reel etkilerini belirleyecek. Sektör temsilcileri ve ekonomistler, gelecek dönemde ekonomik politikaların ve uygulamaların, sanayi üretimindeki dengeleri koruma ve çalışanların refahını artırma odaklı olması gerektiğini belirtiyor.