Dolar 34,5366
Euro 36,0058
Altın 3.010,56
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 25°C
Çok Bulutlu
Samsun
25°C
Çok Bulutlu
Cts 7°C
Paz 6°C
Pts 9°C
Sal 11°C

Bartın Üniversitesindeki 4. Ar

BARTIN (AA) – Bartın Üniversitesinde, Ar-Ge ve yenilik bilincinin yaygınlaştırılması, finansman veya diğer yetersizliklerle hayata geçirilemeyen …

Bartın Üniversitesindeki 4. Ar
8 Kasım 2021 16:14
239
A+
A-

BARTIN (AA) – Bartın Üniversitesinde, Ar-Ge ve yenilik bilincinin yaygınlaştırılması, finansman veya diğer yetersizliklerle hayata geçirilemeyen önemli projelerin sektör temsilcileriyle buluşturulması amacıyla düzenlenen “4. Ar-Ge Proje Pazarı” etkinliği başladı.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, üniversitenin Kutlubeyyazıcılar Yerleşkesi konferans salonundaki açılış töreninde yaptığı konuşmada, dünyada gelecek 10 yıldaki riskler ve güçlüklere bakıldığında en önceliğin salgın hastalık olduğunu gördüklerini söyledi.

Salgın konusunun, bugünün konusu gibi gözükse de en az gelecek 10 yılda en üst düzeyde bir noktaya sahip olacağını belirten Mandal, şöyle konuştu:

“Diğer bir konu da iklim değişikliğidir. Bir diğer başlık ise belki bizim hayatımızı kolaylaştıran dijitalleşme, çevrimiçi ortamlar, yazılım teknolojilerdeki olumlu gelişmeler beraberindeki siber güvenlik konularıdır. Bir diğer konu da düzensiz göç konusudur. Bunların hepsi Türkiye için değil, tüm dünya için gelecek 10 yılda bahsedilen konulardır. Dolayısıyla bunlara baktığımız zaman ister öğrenci, ister firma ve akademik olarak çözüm üretmemiz noktasında kamu olarak bizler de paydaş olarak bunların ortak anahtar kelimesi Ar-Ge'dir. Diğer taraftan karşılaştığımız güçlükler, örneğin şu anda yaşıyor olduğumuz salgın dönemi işte bu dönemde aşı geliştiriyoruz ama aynı zamanda da hala aşı karşıtları olan vatandaşlarımız var. Dolayısıyla konu sadece teknik boyut değil, yani aşıyı geliştirmek yetmiyor, dolayısıyla insanların bu konuda kaygıları var. Gelecekte bu ortamda bu konuların dışında iklim değişikliği konusunda çok daha ciddi ve derin şekilde yaşanacak. Bu konulara bakış noktası sadece teknolojik odaklı değil, yani teknolojiyi bulduğum anda önemli noktada çözüm noktasına geliyorsunuz ama bu da tek başına yeterli değil. Bu sürecin içerisinde salgın, iklim değişikliği, göç olaylarına bilimsel yaklaşımın yanında sosyal ve beşeri bilimlerin de içinde olduğu çözümlere ihtiyaç var.”

– “Girişimciler ülkenin refahı ve kalkınması için velinimettir”

ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Çelik de bu tür proje yarışmalarının gençlerin girişimci ruhunu her daim canlı tutarak ülkenin küresel teknoloji yarışında ileri taşıyacak fikirler üretmeleri açısından son derece kritik önem taşıdığını söyledi.

Girişimcilerin sürekli yeni fikirler üreterek bir yandan ülkedeki ürün ve hizmetlerin kalitesi ve verimliliğini arttırırken diğer yandan yeni ürünler ortaya koymaktan çekinmeyeceğine, yeni pazarlar oluşmasına vesile olduklarına işaret eden Çelik, şunları kaydetti:

“Bu şekilde girişimcilik ülke ekonomisine doğrudan etki eder ve ekonominin büyümesini sağlar. Bu sebeple girişimciler ülkenin refahı ve kalkınması için velinimettir. Öte yandan genç girişimcilere fikirlerini gerçekleştirebilecekleri yeni alanlar açılması ve onların fikirlerinin ülkenin ihtiyacı olan alanlarda doğru şekilde kullanılması da bir o kadar önemlidir. Bu sebeple girişimci gençlerimizin üniversite eğitiminden başlayarak sanayi ve teknolojinin ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirilmelerinin gerekliliğine inanmaktayız. Bu da şüphesiz kamu tarafından da desteklenen etkili bir üniversite sanayi iş birliği anlayışının ülkemizdeki yenilik ekosistemlerinin tüm paydaşları tarafından benimsenmesiyle mümkün olacaktır.”

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan ise gelişme ve kalkınmada Ar-Ge çalışmalarının önemli olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu yolda çok önemli adımlar attığını, büyük bir boşluğu kısa sürede kapattığını belirtti.

TÜBİTAK ve TÜSEB'in Ar-Ge konusunda önemli destekler sağladığına işaret eden Akdoğan, “Yani bir Ar-Ge kültürüne muhakkak ihtiyacımız var. Bu oluşuyor ama bunun bir sonu var mı? Yok. Zaman değiştikçe de biz toplum olarak bu süreçlere çok hızlı adapte olabiliyoruz.” diye konuştu.

Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun da ülkenin dört bir yanından yapılan yüzlerce başvuru arasında ön değerlendirmeyi geçen 115 projenin araştırmacılarını ağırlamanın kıvancını yaşadıklarını aktardı.

Günümüz ekonomilerinde bilginin öneminin daha da arttığı ve üretim sürecine yoğun olarak girdiği bir dönüşüm yaşandığına işaret eden Uzun, “Bilginin istenilen zamanda, istenilen miktarda ve kalitede üretilmesi ise iyi işleyen bir Ar-Ge sistemi gerektirmektedir. Dolayısıyla rekabetin içerisinde ayakta kalabilmenin en önemli koşulu Ar-Ge'ye yapılan yatırımlardır. Bu noktada bütüncül aklın harekete geçirilmesi ve geçmişten gelen birikimlerle üniversite-kamu-sanayi iş birliğinin tesisi önem arz etmektedir. Bartın Üniversitesi olarak bizler de ülkemizin kalkınma hamlesini akademik gücümüz ve tüm paydaşlarımızla birlikte desteklemekte, yaptığımız çalışmalarla değer üretme gayretindeyiz.” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Emine Konuk

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.