Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 7°C
Yağmurlu
Samsun
7°C
Yağmurlu
Paz 6°C
Pts 8°C
Sal 10°C
Çar 11°C

GÜNCELLEME

– Patlamada yaralanan ve hastanede 4,5 ay tedavi gören maden işçisi İzzet Ak:
– “Gördüğümüz eksiklikler vardı. -300, -350 kotunda taş tozu yoktu. Olsaydı bu kadar arkadaşımızı kaybetmezdik. Patlamada vefat eden kardeşim Soner Ak, bazen eve geç gelirdi, ben de sebebini sorardım. ‘Ağabey içeride gaz var temizleyemiyoruz’ derdi. Arkadaşlarım da sürekli o bölgede gazın temizlenemediğini söylerlerdi”

MÜŞTEKİLERİN İFADELERİ İLE DURUŞMAYA ARA VERİLMESİ EKLENDİ

GÜNCELLEME
25 Temmuz 2023 14:29
269
A+
A-

BARTIN (AA) – Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de 43 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin yaralandığı patlamaya ilişkin 7'si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Bartın Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 195 sayfalık iddianamenin, Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesinin ardından 25-28 Nisan ile 3-5 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen davanın üçüncü duruşması başladı.

Bartın Ağır Ceza Mahkemesince Bartın Adliyesi'nde özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile taraf avukatları katıldı.

Adliye içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı. Bazı müştekiler ile hayatını kaybedenlerin yakınları, sanıklara duruşma salonuna getirildikleri esnada tepki gösterdi.

Bartın Adliyesi'nde özel olarak oluşturulan ve 118 müştekinin dinlenileceği duruşmada, maden ocağındaki patlamada ağır yaralanan ve Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde uzun süre tedavi gören işçi Remzi Taşkömür'e söz verildi.

– “Basınçla ayaklarım iki kez havaya kalktı”

Taşkömür, 13 yıldır nakliye işçisi olarak çalıştığını, olay anında -350 kotunda bulunduğunu söyledi.

Patlamayla kendini çamura attığını anlatan Taşkömür, “Yanımdan geçen alev topu tekrar yerine geldi ve o basınçla ayaklarım iki kez havaya kalktı. Alev topu maskemi de baretimin içindeki malzemeyi de yaktı. Kendi çabamla kalktım bantların oraya geldim ve düştüm. O an yanıma rahmetli babam geldi ve kolumdan tutarak beni kaldırdı. Ayağa kalktığımda babamı göremeyince korktum. Kendi imkanlarım ve arkadaşların yardımıyla yukarıya çıkarıldım.” diye konuştu.

Mahkeme Başkanı'nın, “Sana göre kazaya neden olabilecek aksaklık var mıydı?” şeklindeki sorusuna Taşkömür, “Ocağın havalandırılması gerektiğini, 1 Ekim'de işçilere toplu izin kullandırılıp ana pervanenin değişeceğini söylüyorlardı. Çalıştığımız yerde kömür tozu patlamasını önleyecek taş tozu yoktu, sadece kömür tozu vardı. -250'de yapılıyordu ama -300 ve -350 de yoktu. Taş kozu olsaydı patlamanın etkisi bu kadar olmazdı. Yine ben üretim kısmında değilim ama üretimdeki arkadaşlarım üretim baskısı olduğunu söylüyorlardı. Son zamanlarda da ciddi baş ağrısı çekiyordum, yemek yiyemeden uyuyordum.” yanıtını verdi.

Patlama anında -310 kotunda nakliyatçı olarak çalışan Kemal Berberoğlu, su torbaları sayesinde olayı daha hafif atlattığına değinerek, “Lağım sesi duydum, ondan sonra patlama oldu. Ana yolda taş tozu vardı. Göz gözü görmüyordu, maskemi taktım. Ocakta havalandırma sorunu olduğunu, ana pervanenin değişmesi gerektiği söyleniyordu. Ama sendika seçimleri olduğu için ertelendi.” şeklinde konuştu.

– Sevinçle beklediği ikiz çocuklarını göremedi

Patlamada yaşamını yitiren Şaban Yıldırım'ın eşi Sena Sıla Yıldırım da eşinin ikizlerini bekleyen baba adayı olduğunu ancak baba olamadığını dile getirdi.

Eşinin son zamanlarda eve yorgun geldiğini ve sürekli ilaç kullandığını anlatan Yıldırım, “Benden sürekli ilaç isteyen, ilaç yazdıran, başı ağrıyan ve uyuyan bir hale gelmişti. Havalandırma eksikliğini çok konuşuyordu. Gazın yükseldiğini ve işçilere toplu izin verileceğini söylüyordu. Sonrasında sendika seçimleri nedeniyle bu havalandırma işinin ertelendiğini söyledi. Havalandırma yeterli olsaydı 43 şehit verir miydik?” ifadesini kullandı.

Patlamadan yaralı kurtulan Tanju Korkmaz, 2009'dan bu yana -320 kotunda çalıştığını, patlama sırasında elektriklerin kesildiğini ve havalandırmaların durduğunu aktararak, şunları kaydetti:

“Birkaç saniye sonra kendimi 4-5 metre ileride yerde buldum. 'Buradan çıkamayacağım.' dedim. Göz gözü görmüyordu. Hemen maskemi takmaya çalıştım ama kapağını açamadığım için takamadım. Eğitimlerdeki maske çok kolay açılıyor ama bize verilenler öyle değildi. Havalandırma sıkıntısı vardı ama sendika seçimleri için ileri tarihe ertelenmişti. Üretim baskısı vardı.”

Burak Sümertaş ise patlamada arkadaşlarının, “Beni bırakmayın, yangın var.” diye bağırdıklarını ancak bir süre sonra seslerin kesildiğini aktararak, “Ben de maskemi taktım ve karanlık olduğu için yerde yatan arkadaşlarımın üzerine bastım. Patlamanın şiddetiyle vagonlar ters dönmüştü o zaman olayın büyüklüğünü anladım. Ocağın içi çok sıcaktı gidemedim. Ayağı kopan arkadaşlarımı gördüm. Ben de kurtulamayacağım sandım ve o an kelimeişehadet getirdim. 2 gün yoğun bakımda kaldım. Psikolojik tedavi görüyorum.” diye konuştu.

– “Ocak içine denetim için giren olmazdı” iddiası

Patlamada ağır yaralanan ve Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde 4,5 ay tedavi gören işçi İzzet Ak, 14 yıldır üretim işçisi olarak görev yaptığı madendeki patlama anında -350 kotunda çalıştığından bahsetti.

Olay anına ilişkin hiçbir şey hatırlamadığını ve 4,5 ay bilincinin kapalı kaldığını anımsatan Ak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Gördüğümüz eksiklikler vardı. -300, -350 kotunda taş tozu yoktu. Olsaydı bu kadar arkadaşımızı kaybetmezdik. Patlamada vefat eden kardeşim Soner Ak, bazen eve geç gelirdi, ben de sebebini sorardım. 'Ağabey içeride gaz var temizleyemiyoruz' derdi. Arkadaşlarım da sürekli o bölgede gazın temizlenemediğini söylerlerdi. Ben 4 vantilatörün havalandıramadığını bilmem. Normalde 1 tane yeter ama o bölge sorunluydu. Üretim baskısı vardı. Özellikle Selçuk Ekmekçi baskı yapardı. Ben de şikayetçiyim, kardeşim Soner Ak adına da şikayetçiyim. Eğitimler kağıt üzerinde oluyordu. Eğitim sonunda sınav yapılıyordu ama sorular önceden veriliyordu. Ocak içine denetim için giren olmazdı, gelenler hemen balık yemeye getirilirdi. 14-15 yıllık malzemeler kullanılıyordu. Planlamada olmayan, alınmayacak yerlerden, farklı kotlardan kömür alıyorduk.”

Duruşmaya, tanıkların dinlenilmesi için ara verildi.

– Süreç

Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Bir işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, bir işçi de 5 Nisan'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.

Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman “bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan tutuklanmış, 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti.

İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural'ın 42 kez “olası kastla öldürme” suçundan toplam 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez “olası kastla yaralama” suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

Bu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapsi istenen iddianamede, diğer 4'ü tutuklu 19 sanığın ise “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi isteniyor.

Mahkeme heyeti, 28 Nisan'daki duruşmada açıkladığı ara kararda, müessese müdür yardımcısı Salih Atmaca'nın adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.

Muhabir: Emine Konuk

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.