“BİR ASIRDIR BEKLENEN, İKİ CÜMLE…”
Derebahçeli/Ali Kayıkçı
“BİR ASIRDIR BEKLENEN, İKİ CÜMLE…”
(“Malûmlar”a “taşlama”, mısra-mısra haşlama):
* “Allah, dini doğru tutmanız ve onda ayrılığa düşmemeniz hususunda Nuh’a tavsiye ettiği, sana vahyettiğimiz, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya tavsiyede bulunduğumuz dinle ilgili husususları size şerîat olarak koydu.” (Kur’ân-ı Kerîm; 42/Şûrâ Sûresi, âyet 13)
* “Sonra seni bu işte apaçık bir şerîat sahibi kıldık. Sen ona uy. Hakkı bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma!” (Kur’ân-ı Kerîm; 45/Câsiye Sûresi, âyet 18)
* “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Asırlardır İslâm’ın sancaktarı olduk. İslâmı Türk’ten, Türk’ü de din-i mübini İslâm’dan koparan, ayrıştıran anlayışın bu topraklarda yeri yoktur. Türk demek, aynı zamanda Müslüman demektir. Lümpen faşistler, ‘İslâmsız Türklük’ tanımını gündeme getirmek istiyor. Şanlı tarihimiz bu şekilde yok sayılmaya, Türk ile İslâm’ı ayırmaya çalışılıyor. Bu cehalet karanlığını yırtıp atacağız’ dedi. Erdoğan son zamanlarda dine yönelik saldırılarla ilgili olarak ise , ‘İnanıp inanmamak tercih meselesidir. Ama dinin emirlerine dil uzatmak başka bir konu. Bu ülkenlin kimi baroları çıkıp Kelime-i Tevhid yazılı bayraktan rahatsız oluyor, hatta suç duyurusunda bulunuyor. Milletimizin evlâtlarına mukaddes kitabının, inanç değerlerini öğretmesi karşısında bunları hafakanlar basıyor. Özellikle tek parti dönemiyle başlayan daha sonra vesayet döneminde artan kimliksizleştirme politikaları, Türkiye’ye dair hiçbir hayali olmayan, kalbi sömürgeliştirilmiş bir güruhu ortaya çıkardı. Millete ait kadim değerleri gerilik emaresi gördüler. Cehaleti bilgiye tercih ettiler… Şeriâta düşmanlık, dinin bizatihi kendisine husumettir. Gayeleri milletin mayasını bozmak, sarsamadıkları kaleyi içeriden çökertmektir. Şeriâta saldıranlar hastalıklı cahillerdir’ ifadelerini kullandı…” (Türkiye Gzt; 02.02.2024, sy. 1, 11)
* “Şerîat: Peygamberlere gelen ilâhî hükümler (emirler ve yasaklar), din. Îmân edip de kendini şerâte uyduran Müslümândır. Şerîati kendi arzûlarına, keyiflerine uydurmak isteyen îmânsızdır. Her şerîat, kendisinden önce gelen şerîati nesh etmiş, değiştirmiş, daha doğrusu şerîatlerin hepsini kendinde toplamış olup, kıyâmete kadar hiç değişmeyecek olan şerîat, Muhammed aleyhisselâmın şerîatıdır.” (Türkiye Gazetesi Dînî Terimler Sözlüğü, C. 2, sy. 209)
* Şeriat: 1- Su içilecek yere gidilen yol, 2- Genellikle izlenmesi gereken yol, 3- Müminlerin gitmesi gereken yol, 4- İslâm dini; anlatım olarak İslâm’ın derlenip toparlanmış yasası, 5- İlâhî buyrukların tümü.” (İslâm Ansiklopedisi; bkz: Radikal Gzt. 22.02.1997, sy. 9)
* “Şeriat Aziz Eder, Yüceltir! Şeriat, Allah’ın Kitabı Kur’ân’dan, Allah Resulü’nün (salât ve selâm olsun O’na) sünnetinden çıkartılmış din hükümlerinin tamamına verilen isimdir. Şeriatta namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetler, dünya işlerinin nasıl düzenleneceği, adalet, ahlâk ve daha nice konularda hükümler, kurallar, kanunlar, emirler, yasaklar, öğütler, tavsiyeler bulunmaktadır. Bir Müslüman için Şeriat kutsaldır. Onun, Şeriata saygı göstermesi, onu yüceltmesi gerekir. Şeriata hakaret eden dinden çıkar. Ben Müslümanım ama Şeriatı istemiyorum, o çağdışıdır, ona karşıyım demek, pek yaman bir çelişkidir. (…) Her dinin kendi Şeriatı vardır. Museviliğin, Katolikliğin, öteki dinlerin… Şeriatı inkâr edenlerin gözlerine, şu anda İngiltere’de 85 Şeriat mahkemesinin resmen faaliyette bulunduğu gerçeğini sokmak gerekir. Enkazından irili ufaklı kırk kadar devlet ve ülke çıkan Osmanlı cihan devleti bir Şeriat devleti idi. Şeriata hizmet ettiği müddetçe gelişmiş yücelmiş, Aziz ve muzaffer olmuştur. 622 sene, Ehl-i Sünnet itikadı ve fıkhı ile ayakta durmuştur… Türkiye’de Kur’ân-Sünnet-Şeriat düşmanlığı yapanlar kimlerdir? 1- Bir kısım Kriptolardır. 2- Onların, kendilerine benzettikleri ‘benzetilmişlerdir’. 3- Münâfıklardır. Doğru, iyi, güzel her şeyin kaynağı Şeriattır. .. Kâfirlerin dini onlara, bizim dinimiz bize…” (Mehmed Şevket Eygi-Millî Gzt; 09.12.2018, sy. 5)
* “Şerîata Karşı Çıkmak, Gayr-i Meşrudur! Şerîat, insanlardan değil Allah’tandır. Yani şerîatı koyan Cenâb-ı Allah’tır. Bir diğer ifadeyle, dini gönderen ve dinin sahibi Allahü teâlâdır. Onun için Allah’a ‘Şâril Hakiki/gerçek şerîat koyucu’ denir…” (Mustafa Çelik-Y. Akit Gzt; 07.02.2024, sy. 2)
aygıdeğer Okuyucularımız!..
Yukarıda, “serlevha” hâlinde sunduğumuz “Sn. Cumhurbaşkanımız”dan iktibas/alıntı cümleler; pek çok TV kanalının ilk haber olarak verdiği, bir gün sonrasında ise gazetelerin manşetten duyurduğu, milletimizce bir asırdır beklenen/özlenen bir duruşun, târih sayfalarına altın harflerle işlenecek bir haykırışın ifadesidir.
Bunu söylerken, “27 Mayıs”ı çocukluk günlerinde, “12 Eylül”ü ise “Gümrük Müdürü” olarak memuriyet hayâtında görmüş-geçirmiş bir kişi, bir “gazeteci-şâir ve yazar” olarak, dillendirmiş oluyoruz.
Diyoruz ve de bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız aşağıdaki mısralarımız ile Sizleri başbaşa bırakalım istiyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla!..
= = = ( + 1 + ) = = =
“Şerîatçı-Nûrcu” dendi; “bir asır” var “haltlar” yendi;
Bitti “Komin/Sol” tükendi!.. “142: Rafa” kalktı;
“Mao-Lenin” dangalaktı!..
Yattı-kalktı “Laik” dedi; kâh sarhoş kâh “ayık” dedi;
“Komünizm”e “saik” dedi!.. “141”ler hep “şaha” kalktı;
Pekçok “TİP’çi” tam salaktı!..
“Sağ-sol” bir de “Coni” vardı; “Kanlı terör/konu” vardı;
“Deniz Gezmiş… sonu” vardı!.. “Siyasal”dan “kafa” kalktı;
“Ortadoğu” tam malaktı!..
Aynı silâh, “belden bele”; Kan sıçradı “elden ele”;
“Ordu gelsin” dendi “hele!.. Demokrasi “rafa” kalktı;
“Coplar” siyah, “falak’” aktı!..
“Bizim çocuk…” dendi kime? “Darbe” düşman daim dine;
“FETÖ” âlet, oldu yine!.. “Vatikan”a, “safa” kalktı;
“Siyonizm”e, mumlar yaktı!..
KAYIKÇ’Ali bir devirdi; Bâtıl nomra çok çevirdi;
RTE geldi, hep devirdi!.. AB çöktü, sonra kalktı;
BM şaştı, bönbön baktı!..
= = = ( + 2 + ) = = =
Bu “Şubat” ve “Receb”te, “özlenen” iki cümle;
“Bir“asırdır beklendi”, “RTE” dile getirdi!..
“Basında manşet” oldu, “dinî-imânî hamle”;
“Lümpen faşistler” şaştı, çoklarını bitirdi;
“Şerîat: Din” demektir; kısa-özden, ezcümle!..
“Şeriâta saldıran, hastalıklı cahil”dir;
“Türküm, doğruyum” demek, hem “bencîl-hem bahîl”dir;
“Doğru” olan “dindar”dır, “adâlete ehil”dir!..
Şaşırdı “Kemalistler”, çoklarını bitirdi;
“Şerîat: Din” demektir, gayrısı “nâehil”dir!..
“Kur’ân-Sünnet”, “baştacı”; “kıyas-icmâ” asıldır”;
“Ehl-i Sünnet” esas yol, sorar isen nasıldır?
“Asr-ı Saâdet” temel, târihî bir fasıldır!..
Şaşırdı “Laikçiler”, çoklarını bitirdi;
“Şerîat: Din” demektir, “münker” ile kasıl dur!..
“Türk-İslâm”dır, “İslâm-Türk”; bu ikili bir “baş”tır;
Nerde bir “Müslüman” var, o da aynen “kardaş”tır;
Gayri dinden olanlar, onlar da “vatandaş”tır!..
Şaşırdı “Sabatalar”, çoklarını bitirdi;
İsimlere aldanma, “Netanyah’la dindaş”tır!..
Bu “Şubat” ve “Receb”te, “özlenen” dile geldi:
“RTE”miz “pîr konuştu”, “hayırlar” bile geldi;
“Manşet” oldu “basında”, harikaydı-güzeldi!..
Şaşırdı “FETÖ’cüler”, çoklarını bitirdi;
“Diyanet” yıldan yıla, biraz daha düzeldi!..
KAYIKÇ’Ali yaz-duyur, “Bu bir asır beklendi”;
“Şerîat” ne demektir, “163” eklendi;
“6 Ok: Çamur attı”, “Deisler’den beklenti!..”
Şaşırdı “Ateistler”, çoklarını bitirdi;
“Şaşkaloza” döndüler, DEM bile eteklendi!..