ZAFERİN ARDINDAN
Türkiye Cumhuriyeti’nin kader ve kuruluşunu belirleyen üç savaş ve bir antlaşma Türk Milletinin bu topraklarda kalmasını sağlamıştır. İnönü, Sakarya ve Dumlupınar savaşları başta Mustafa Kemal ve silah arkadaşları öncülüğünde emperyalizme ve emperyalist devletlere karşı yürüttüğü Kurtuluş Savaşında sadece kendi ülkesi için değil ,ezilen tüm ulusların umudu ve öncüsü olmuştur.
Osmanlı’ yı tümüyle esir alan Sevr paçavrasına karşı, Lozan antlaşmasıyla da yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tapusunu almıştır.
Geçmiş bayramlarımız kadar olmasa da kutladığımız zafer bayramımız , halkımızın önemli bir katılımı sağlanmış, fener alayları ve kutlamalarla o gün ki heyecan ve bağlılık bir kez daha tescillenmiştir. Ankara zırhlı tümeninde görev yaptığım yıllarda Hipodrumda Türk Silahlı Kuvvetlerinin günler öncesinden yapmış olduğu hazırlık ve resmi geçit törenlerinde , asker ve subayın disiplini,silahlı kuvvetlerimizin araç ve teçhizatları,kara,hava ve deniz unsurlarımızın barışta dosta,savaşta düşmana nasıl olacağımızın göstergesiydi.
Zaferin ardından sözü Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal’e bırakalım!!
Zaferin sırrı, Türk komutanları komuta etmesini,Türk askeri ölmesini bildi.1922
Şunu bir gerçek olarak biliniz ki, şeref hiçbir zaman bir adamın değil, bütün milletindir. Eğer yapılan işler önemli ise ,gösterilen başarılar belli ise,devrimler dikkati çekici ise her birey kendini tebrik etmelidir.1923
Bu zafer bize bir imkan veriyor. Biz bu imkanı memleketimizin, milletimizin aydınlık,mutlu ve rahata erişmiş geleceği için kullanacağız.1922
Bizim bu büyük zaferimizin doğuracağı büyük sonuçlar, yalnız Türkiye’nin yazgısı üzerine etkili olmakla kalmayacak,aynı zamanda bütün zulüm görmüş milletleri,kendi yaşam ve bağımsızlıklarını tehdit eden ve baskılayan zalimler aleyhine hareket için yüreklendirecektir.1922
Bu zaferi kazanan ben değilim.Bunu asıl, tel örgüleri hiçe sayarak atlayan,savaş meydanında can veren ,yaralanan,kendini esirgemeden düşmanın üzerine atılarak Akdeniz yolunu Türk süngülerine açan kahraman askerler kazanmıştır. Ne yazık ki onların her birinin adını Kocatepe’nin sırtlarına yazmak mümkün değildir. Fakat hepsinin ortak bir adı vardır; Türk Askeri ! Tebriklerinizi onların adına kabul ediyorum! 1928
Bütün bu başarı,yalnız benim eserim değildir ve olamaz. Bütün başarı bütün milletin karar ve imanıyla birleştirmesi sonucudur.Kahraman milletimizin ve seçkin ordumuzun kazandığı başarı ve zaferlerdir.1928
Bugün mutluluğunu duyduğumuz zaferi , sadece milletimizin kararlılığı ve imanı, kudreti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordularının süngüleri kazanmıştır. Üzerinde başka türlü hiçbir kuvvet,hiçbir baskı yoktur ve olmamıştır. Milletin ve ordularının yeteneği, bütün milli isteklerimizi elde edecek derecededir. 1922
Bu kadar matemler ve felaketler geçirdikten sonra elbette Türk öğrenmiştir ki, vatanı yeniden yapmak ve orada mutlu ve özgür yaşayabilmek için kesinlikle egemenliğine sahip kalmak ve Cumhuriyet Bayrağı altında bütün evlatlarını toplu ve dikkatli bulundurmak gerekir. 1924
Ülkesinin kurtarıcısına, bugün dahi hadsizce dil uzatan , şeref yoksunu, onursuz, şer odakları , keşke yunanlılar galip gelseydi kafasında ki zihniyet , dünün düşmanları , Anadolu’ya ayak bastığında onları çiçeklerle karşılayanların uzantılarıdırlar.