Özdemir ailesi, 20 yaşında öldürülen kızları Ceren’i anılarında yaşatıyor
– Ordu’da 3 Aralık 2019’da uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden Ceren Özdemir’in annesi Güfer Özdemir:
– “Sanki bir gün gelecek gibi, o duyguyla yaşıyoruz. Ceren çok farklı bir çocuktu. Her şeyine çok önem veriyordu. Biz de onun anılarını saklıyoruz, onunla avunuyoruz. Kokusunu duyuyoruz odasında”
– Baba Yılmaz Özdemir:
– “Hayat doluydu. Dünyaya hep gülen yüzlerle bakıyordu. Hiç kötülük düşünmezdi insanlar için, hayvanlar için”
ORDU (AA) – EYÜP ELEVLİ – Ordu'da 3 yıl önce uğradığı bıçaklı saldırı sonucu 20 yaşında yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Ceren Özdemir'in ailesi, evlatlarını anılarında yaşatıyor.
Altınordu ilçesinde 3 Aralık 2019'da evinin bulunduğu binaya girerken bıçaklı saldırıya uğrayan ve ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Ceren Özdemir'in ailesi, kızlarının odasını ve eşyalarını bıraktığı gibi koruyor.
Anne Güfer Yılmaz, AA muhabirine, kızının ölümünün kendilerini perişan ettiğini söyledi.
“Ölüm hak ama bu şekilde bir ölüm değil. Türkiye standartlarında bu şekilde ölmeyi kimse hak etmez.” ifadesini kullanan Yılmaz, Ceren'in acısının bu yönden çok ağır olduğunu belirtti.
Yılmaz, kadın cinayetlerine yönelik haberleri her duyduğunda kahrolduğunu dile getirerek, “Her defasında Ceren'in ilk günkü hali aklıma geliyor. Ceren'den sonra da çok kadınlar gitti, çok genç kızlarımız gitti. Sebepsiz ölümler. Birçoğu da zaten böyle antisosyal kişiler, cezaevinden kaçan kişiler tarafından katledildi.” diye konuştu.
Ceren'in odasını bıraktığı gibi koruduklarını anlatan Yılmaz, duygularını şöyle aktardı:
“Sanki bir gün gelecek gibi, o duyguyla yaşıyoruz. Ceren çok farklı bir çocuktu. Her şeyine çok önem veriyordu. Biz de onun anılarını saklıyoruz, onunla avunuyoruz. Kokusunu duyuyoruz odasında.”
– “Hep sevgiyle büyüttük”
Kızının kültürel anlamda çok sosyal biri olduğunu, toplum içine girdiğinde de kendini fark ettirdiğini vurgulayan Yılmaz, “Belli yaş gruplarında dahi Ceren saygıyla anılırdı. Yani 'Bu çocuktur.' diyen olmazdı. Ben, ölümünden sonra bile Ceren'in, 50-60 yaşındaki insanların gelip de tanımadığım insanların bile Ceren'in önünde saygıyla eğildiğini gördüm.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, kızının öğrenmeye çok hevesli, topluma karşı çok saygılı, seviyeli ve sevilen bir çocuk olduğunu söyledi.
Ceren'in sanat yönünün ağır bastığını, kendisini her yönüyle desteklediklerini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Müziklerle şarkılarla uyuyup kalkan bir çocuktu. Çok mazlum bir çocuktu. Küçüklüğünden beri bizi hiç üzmedi, hiç yıpratmadı. Biz onu hep destekledik, hep sevgiyle büyüttük. O da o sevginin üzerine sanatını oturtturdu ve bizi hiç yıpratmadı. Biz ona bebekmiş gibi davranırken bile o çok ağır ve oturmuş kişiliği sergiledi. O yönden de Ceren farklı kişilikti. Her yöne atılıyordu. Çok yapacağı şeyler vardı, çok kısa gitti. Yani daha çok şeyler yapabilirdi. Çok güveniyorduk biz Ceren'e ama topluma güvenemedik, işte gitti.”
– “Bizim acımız hiçbir zaman dinmeyecek”
Baba Yılmaz Özdemir ise acılarının hiçbir zaman dinmeyeceğini her seferinde dile getirdiklerini anlatarak, “Bir de ölüm yıl dönümü geldi. Bir de acı katlanıyor. Bizim acımız hiçbir zaman dinmeyecek yani sürekli tekrarlanıyor.” dedi.
Ceren'i arkadaşlarının çok iyi anlattığına işaret eden Özdemir, şunları söyledi:
“Arkadaşlarından da dinlediğimiz yani ablalarına bile öğüt verebilecek yaştaydı. Çok mantıklı bir çocuktu. Hayat doluydu. Dünyaya hep gülen yüzlerle bakıyordu. Hiç kötülük düşünmezdi insanlar için, hayvanlar için. Sevgiyle büyüdü, sevgisiyle götürdü bizi.”
Kızının mezarı başında yarın anma etkinliği yapılacağını belirten Yılmaz, pazar günü de Ordu Cemevi'nde Ceren anısına lokma ikramları olacağını sözlerine ekledi.
Olayın faili Özgür Arduç'a Ordu 1. Ağır Ceza Mahkemesince davanın 20 Ocak 2020'deki ikinci duruşmasında “canavarca hisle kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş, Yargıtay 1. Ceza Dairesi cezayı 5 Ekim 2021'de onamıştı.
Muhabir: Sibel Kurtoğlu