Papa 14. Leo’nun Türkiye Ziyareti Stratejik Süreç Olarak Değerlendirildi
Prof. Dr. Zakir Avşar, Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyaretini sadece dini değil, diplomatik ve kültürel boyutları olan stratejik bir süreç olarak değerlendirdi.
Prof. Dr. Zakir Avşar, Papa 14. Leo’nun 27-30 Kasım 2025 tarihlerinde Ankara, İstanbul ve İznik’i kapsayan Türkiye ziyaretinin çok boyutlu bir anlam taşıdığını belirtti. Avşar, bu ziyaretin yalnızca dini bir program olarak görülmemesi gerektiğini, diplomatik, kültürel ve toplumsal etkileri açısından stratejik bir süreç olduğunu vurguladı.
Türkiye’ye yapılan papalık ziyaretlerinin tarihsel olarak devlet davetiyle gerçekleştiğine dikkat çeken Avşar, bu temasların Türkiye’nin laik ve demokratik yapısının uluslararası kamuoyuna aktarılmasında rol oynadığını ifade etti. Papa 14. Leo’nun ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmesinin güçlü bir diplomatik mesaj taşıdığını kaydetti.
Papalık Ziyaretlerinin Tarihsel Bağlamı ve Diplomatik Önemi
Avşar, 1964 yılına kadar papaların yurt dışı temaslarda bulunmadığını, bu nedenle Türkiye ziyaretlerinin tamamen resmi devlet davetleriyle gerçekleştiğini belirtti. Papa 14. Leo’nun ABD doğumlu olması ve Latin Amerika’daki misyonerlik geçmişinin, ziyaretin küresel ilişkiler perspektifini genişlettiğini aktardı. Bu tercihin, Türkiye’nin Doğu ile Batı arasındaki köprü rolünü bir kez daha ortaya koyduğunu ifade etti.
Ziyaret programının Ankara’daki resmi görüşmeleri, İstanbul’daki Fener Rum ve Ermeni Patrikhaneleri ile Katolik topluluklarla temasları, Sultanahmet Camii ziyareti ve İznik’teki tarihî anmaları içerdiğini bildirdi. Avşar, ziyaretin anlamının, Türkiye’nin milli çıkarları bağlamında çok boyutlu analiz gerektirdiğini dile getirdi.
Daha önceki papalık ziyaretleri kronolojisine de değinen Avşar, Papa VI. Paul, II. John Paul, XVI. Benedict ve Francis’in Türkiye ziyaretlerinin de benzer şekilde dini etkilerin yanı sıra diplomatik ve kültürel boyutları olduğunu hatırlattı. Bu ziyaretler, Türkiye’nin dini çeşitliliğini uluslararası alanda görünür kılmıştır.
İznik ve Patrikhane Temaslarının Stratejik Boyutu
Ziyaretin kritik unsurlarından birinin İznik’te gerçekleştirilen 1. Konsil’in 1700. yıl dönümünün anılması olduğunu belirten Avşar, M.S. 325’teki konsilin Hristiyan doktrinlerinin şekillenmesinde dönüm noktası teşkil ettiğini ifade etti. Papa’nın İznik ziyaretinin, Türkiye’nin tarihî ve kültürel mirasını öne çıkardığını kaydetti.
Ayrıca, Papa 14. Leo’nun İstanbul Fener Rum Patrikhanesi ile temas kurmasının, Türkiye’nin Batı ve Doğu Hristiyanlığı arasındaki tarihsel ayrışma bağlamında diyalog zeminini güçlendirdiğini vurguladı. Bu temaslar, Türkiye’nin çok dinli yapısını yönetme kabiliyetini ve dini hoşgörüdeki rolünü uluslararası düzeyde sergilemiştir.
Avşar’a göre, ziyaret diplomatik açıdan Türkiye’nin yumuşak güç kapasitesini güçlendirmiş, kültürel açıdan ise İznik anmasıyla tarihî rolünü pekiştirmiştir. Toplumsal boyutta ise ülkedeki dini özgürlüklerin uygulanabilirliği uluslararası alanda gözler önüne serilmiştir.
Ziyarete Yönelik Eleştiriler ve Değerlendirme
Ziyaretin bazı kesimlerce dini ve tarihi hassasiyetler bağlamında eleştirilere neden olduğu bilgisine yer veren Avşar, bu eleştirilerin Haçlı Seferleri ve Anadolu’daki tarihi olaylarla ilişkilendirildiğini belirtti. Bazı yorumların dezenformasyon içerdiğini de ekledi.
Ancak Avşar, bu eleştirilere rağmen, ülkenin çıkarları, bölge barışı ve refahı açısından Katolik dünyasının ruhani liderinin ziyaretinin her şartta diplomatik bir kazanım olduğunu savundu. Türkiye’nin bu süreci şeffaf yönettiğini ve milli hassasiyetleri gözeterek eleştirileri dengelediğini ifade etti.
Sonuç olarak, Papa 14. Leo’nun ziyareti, İznik’in sembolik ve stratejik önemi ile Patrikhane temasları çerçevesinde, Türkiye’nin milli çıkarları gözetilerek tasarlanmış çok katmanlı bir diplomatik girişim olarak değerlendirilmelidir.