YAPAY ZEKA İLE GÖKYÜZÜNE TÜRK İMZASI
YAPAY ZEKA İLE GÖKYÜZÜNE TÜRK İMZASI İLK YERLİ VE MİLLİ SİVİL GÖZETİM RADARI MGR ARALIK AYINDA HİZMETE BAŞLAYACAK ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ABDULKADİR URALOĞLU AI IN THE SKY ETKİNLİĞİ’NDE KONUŞTU: “UÇUŞ OPERASYONLARIMIZDA YERLİ VE MİLLİ OLARAK GELİŞTİRDİĞİMİZ YAZILIM VE CİHAZLARIMIZI KULLANIYORUZ” “İLK YERLİ VE MİLLİ SİVİL GÖZETİM RADARINI (MGR) GAZİANTEP HAVALİMANI’NA KURDUK, ARALIK AYI İÇERSİNDE KULLANMAYA BAŞLAMAYI PLANLIYORUZ” “İRADE İLE GÜNCEL METEOROLOJİK VERİLERİ, ATIS BİLGİSİ, NOTAMLAR, AIP VE RADAR GÖRÜNTÜLERİNİ TEK EKRANDA TOPLAYIP KULLANICIYA SUNAN BİR SİSTEM KURDUK” “40’TAN FAZLA HAVALİMANINDA HİZMET VERMEKTE OLAN ÇARE SİSTEMİ AZERBAYCAN’DA DA HİZMETE BAŞLADI” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AI In The Sky etkinliğinde yaptığı açıklamada uçuş operasyonlarında yerli ve milli yazılım ve cihazları kullandıklarını belirterek “İlk yerli ve milli İnteraktif Radar Analiz ve Data Ekranımız (İRADE) ile ilgili havalimanına ait güncel meteorolojik veriler, ATIS bilgisi, notamlar, AIP ve radar görüntülerini tek ekranda toplayıp kullanıcıya sunan bir sistem kurduk. Yine, ilk yerli ve milli Sivil Gözetim Radarı’nı Gaziantep Havalimanı’na kurduk. Aralık ayı içerisinde kullanmaya başlamayı planlıyoruz. Çok Amaçlı Radar Ekranı kısa adıyla (ÇARE) sistemimiz de hava trafik kontrolörlerinin hava trafiğini etkin bir biçimde yönetmesine ve trafik emniyetinin en üst düzeyde sürdürülmesine imkân tanıyor.” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yapay zekanın ve büyük verinin havacılık sektöründeki dönüştürücü etkisini ele alan AI In The Sky etkinliğine katıldı. Bakan Uraloğlu, havacılık alanında uluslararası otoriteleri bir araya getiren organizasyonda yaptığı açıklamada, “Ülkemiz 4 saatlik uçuş süresiyle 1,5 milyar insanın yaşadığı, 51,2 trilyon dolar gayrisafi milli hasılaya sahip 67 ülkenin merkezinde avantajlı ve muhteşem bir lokasyona sahiptir. En hızlı, en güvenli ve en konforlu ulaşım yolunun havayolu olduğu bilinciyle; ülkemizin bu avantajlı konumunun potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için havacılık alanında çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik.” ifadelerini kullandı. “Dış Hatlardaki Sayımızı 349 Uçuş Noktasına Çıkaracağız” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde “dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak” hedefiyle hareket ettiklerini kaydeden Uraloğlu, “Ülkemizi; dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Bugün iç hatlarda 58 noktaya, dış hatlarda 131 ülkede 347 farklı noktaya havayoluyla ulaşıyoruz. Önümüzdeki ay da Türk Hava Yolları ile İstanbul-Sao Paolo -Santiago ve İstanbul-Kuala Lumpur-Sydney hatlarında yeni seferlere başlayarak bu senenin sonunda dış hatlardaki sayımızı 349 uçuş noktasına çıkaracağız. Yolcu sayımızın bu yıl sonunda 236 milyonun, 2025 yılında da 250 milyonun üstüne çıkacağını öngörüyoruz. Son 22 yılda 32 yeni havalimanı inşa ettik. Dile kolay 1,5 yılda bir havalimanı.” dedi. Havacılık sektörünün küreselleşmenin en önemli aktörü olduğunu anlatan Uraloğlu, “Havacılığın, bir ulaşım modu olmaktan öte, ülkelerin ekonomik ve kültürel gelişiminde önemli bir rol oynayan ve sınırları aşan bir köprü olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu sektör, teknolojinin hızla geliştiği bir çağda, sürekli dönüşüme uğramakta ve rekabet de buna paralel olarak artmaktadır. Genç, modern ve verimli uçak filolarına sahip olmak, havayollarının rekabette bir adım öne geçmesini sağlayan en önemli faktörlerden biridir.” şeklinde konuştu. “Yapay Zeka ve Büyük Veri Teknolojilerini Değerlendirmek Zorundayız” Uraloğlu, kalıcı rekabet için sürekli olarak yenilikçi çözümlerin üretilmesi gerektiğini ifade ederek “Hayatımızın her alanında olduğu gibi havacılıkta da yine yapay zeka ve büyük veri teknolojilerini değerlendirmek zorundayız. Zaten dijital teknolojilerin en çok uygulamaya geçtiği ve kullanımının sürekli arttığı sektör havacılık sektörü olmuştur. İlk otomatik bagaj sıralama sistemleri 1990’larda ortaya çıkmış, 2000’li yılların başından bu yana, e‑biletler kâğıt biletlerin yerini alırken, biniş kartları mobil ortama taşındı. Gerçek zamanlı bagaj takipleri uygulanmaya başladı.” dedi. Yapay zeka alanında yaşanan gelişmelerin havacılık sektörünü derinden etkilediğini belirten Uraloğlu, “Yapay zekanın havacılığa getirdiği en büyük değişimlerden biri olan otonom uçuş sistemleri sayesinde pilot hataları minimuma indirildi. Havacılık sektöründeki tüm şirketler yapay zeka destekli sistemlerle işletme maliyetlerini ve genel giderlerini düşürebiliyorlar. Bunun üzerinde çalışan birçok firma var. Yani aslında yapay zeka konusunda yapay olan hiçbir şey yok. Gayet somut, başarılı ve pozitif katkıları olduğunu görüyoruz.” açıklamasında bulundu. “Hava Trafiği Yönetimi Daha Çevre Dostu Hale Getirilecek” Uraloğlu, yapay zeka sayesinde uçakların bakım süreçlerinin optimize edileceğini ve olası arızaların önceden tespit edilebileceğini anlatarak “Büyük veri analizi ile hava trafiği yönetimi daha verimli hale getirilecek ve kazaların önüne geçilecektir. Yine büyük veri analizi ile yolcu davranışları analiz edilerek, daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunulacaktır. Yapay zeka destekli bakım sistemleri sayesinde de uçakların ömrü uzatılacak ve bakım maliyetleri düşürülecektir. En önemli noktalardan biri de yapay zeka ve büyük veri sayesinde hava trafiği yönetimi daha çevre dostu hale getirilecek, emisyonlar azaltılacak ve sürdürülebilir bir havacılık sektörü inşa edilecektir. Bu kapsamda yapay zeka ve büyük veri teknolojilerinin, havacılık sektörümüz için büyük bir dönüm noktası olduğuna inanıyorum.” şeklinde konuştu.Yapay zeka teknolojilerinin hayatın her noktasında olduğunu belirten Uraloğlu, “Her zaman dile getiriyoruz siber güvenlik noktasında en çok önem verdiğimiz husus yazılımdan- cihaz üretimine yerlilik ve milliliktir. Bugün, tamamen yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule adlı yapay zeka uygulamalarımız ile ülkemizin siber güvenliğini sağlıyoruz. Aynı şekilde gururla altını çizmek istiyorum ki devlet hava meydanları genel müdürlüğümüz eliyle gerçekleştirdiğimiz uçuş operasyonlarında da yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz yazılım ve cihazlarımızı kullanıyoruz.” dedi. İRADE ile Havacılıkta Yeni Dönem Başladı İnteraktif Radar Analiz ve Data Ekranı (İRADE) ile ilgili havalimanına ait güncel meteorolojik veriler, ATIS bilgisi, notamlar, AIP ve radar görüntülerini tek ekranda toplayıp kullanıcıya sunan bir sistem kurduklarını bildiren Uraloğlu, “İRADE yazılımını İstanbul Atatürk ve Çukurova havalimanlarımızda kullanmaya başlayarak havacılık alanında yeni bir dönemi başlattık. İlk yerli ve milli hava trafik görüntüleme yazılımımız sayesinde bu alanda da dışa bağımlılıktan kurtularak bundan sonraki yerli teknoloji ürünlerinin önünü açmış olduk. Önümüzdeki günlerde Dalaman Havalimanı’nda da kullanmaya başlayacağız. Yine, Türk mühendislerince geliştirilen Türkiye’nin ilk yerli ve milli sivil gözetim radarı MGR Gaziantep Havalimanı’na kurduk. Aralık ayı içerisinde aktifleştirerek kullanmaya başlamayı planlıyoruz.” ifadelerini kullandı. ÇARE 40’tan Fazla Havalimanında Hizmet Veriyor Bakan Uraloğlu, hava trafik yönetimi alanında tamamen yerli ve millî imkanlarla geliştirilen Çok Amaçlı Radar Ekranı (ÇARE) sistemi hakkında da açıklamalarda bulunarak “Gerçek zamanlı uçuş verilerini harita üzerinde sergileyerek hava trafik kontrolörlerinin hava trafiğini etkin bir biçimde yönetmesine ve trafik emniyetinin en üst düzeyde sürdürülmesine imkân tanıyor. Ülkemizde 40’tan fazla havalimanında hizmet vermekte olan ÇARE sistemi ülkemiz sınırlarını da aşarak geçen yıl Azerbaycan’da da hizmete başladı. FOD Tespit Radarı (FODRAD), Kuş Tespit Radarı (KUSRAD), Uçuş Bilgi Sistemi (FIDS), AIS Portal Uygulaması, Uçuş İzle Uygulaması, Öngörüsel Siber Saldırı Önleme Sistemi, Coğrafi Tabanlı Dijital Bilgi Platformu Yazılımı, Digital Atis Sistemi ya da Elektronik Uçuş Strip (EFS) uygulaması. Özetle ülkemizdeki uçuş operasyonlarında kullanılan teknolojilerin yerli ve milli olmasında büyük bir aşama kaydettik ve yenilikçi adımlarımızı atmaya devam ediyoruz.” dedi. “KDM Tüm Dijital Altyapıyı, Yapay Zeka ile Birleştirerek Sunuyor” Uraloğlu, Türkiye’nin sivil havacılık alanında dijitalleşme odağında yeni bir sivil havacılık modeli de oluşturduklarını kaydederek “Kurumsal Dönüşüm Modeli kısa adıyla KDM dediğimiz bu model;yalnızca emniyet ve verimlilik sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda sektörde sürdürülebilir bir dönüşümü, ileri teknolojilerle desteklenen bir altyapı aracılığıyla mümkün kılıyor. Bir havacılık otoritesinin ihtiyaç duyabileceği tüm dijital altyapıyı, yapay zeka ve büyük veri ile birleştirerek sunuyor. ICAO regülasyonlarına uygun şekilde geliştirilen bu sistemde eğitimler şeffaf, takip edilebilir ve bağımsız bir ölçüm mekanizmasına dayanıyor. Böylece hem eğitimin kalitesi artıyor hem de katılımcılar için çok daha etkin bir öğrenme ortamı sağlanıyor.” dedi. Yeni havacılık modelinin aynı zamanda insan hatasını minimize eden, proaktif ve dinamik bir iş süreci yönetimi de sağladığını kaydeden Bakan Uraloğlu sözlerine şu şekilde devam etti: “Büyük veri altyapısı, gerçek zamanlı analizlerle, potansiyel risklerin önceden tespit edilmesine olanak tanıyor. Dijitalleşme ve veri entegrasyonunun en somut örneklerinden biri de OLS/CNS yazılımımızdır. Bu yazılım, havaalanı çevresinde emniyeti sağlamak için Engel Kısıtlama Yüzeyleri ve Yapı Kısıtlama Alanları haritalarının hazırlanmasını hızlandırmakta ve yüksek doğrulukla sonuçlar sunmaktadır. Dijital Arazi ve Yüzey Modeli ile entegrasyon, arazi üzerindeki tüm potansiyel engellerin otomatik olarak haritalara yansıtılmasını sağlıyor ve emniyet açısından son derece hassas olan bu süreçleri dijital bir yaklaşımla iyileştiriyor. Üstelik bu yazılım, havacılık otoritelerinin gereksinimlerine göre açık kaynak platformunda geliştirildiği için kullanıcı ihtiyaçlarına göre özelleştirilebiliyor. Yine, İHA Takip ve Trafik Yönetim Sistemi, hava trafiğinde veri odaklı karar almanın bir diğer örneğini sunmaktadır. Otonom ticari taşımacılık ve drone kullanımı süreçlerini hızlandırarak, operasyonel verimliliği üst seviyeye çıkartıyor. Dinamik dronebanlar, şehirlerarası otonom İHA uçuşları ve uçuş kayıtlarının gerçek zamanlı olarak izlenebilmesi sayesinde güvenlik en üst düzeyde sağlanıyor.”