Parayla sıralama belirleyen bir endeksi baz alıp Türk yargısını karalamaya çalışmak hadsizliktir.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, masa başında hazırlanan ve objektif olmayan sözde hukuk endeksleriyle hiç kimsenin Türk yargısını karalayamayacağını belirterek, “Parayla sıralama belirleyen bir endeksi burada baz alıp Türk yargısını karalamaya çalışmak bir kere hadsizliktir.” dedi.
BHA-Habermerkezi
Programı kapsamında Bartın’da bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı. Bakan Tunç, hukuk endeksleri üzerinden yargıya yönelik açıklamalar hakkındaki yorumunda, bunların objektif kriterlere göre oluşturulmuş endeksler olmadığını belirtti.
Bakan Tunç, “Hukuka güven endeksi dediğimiz, özellikle muhalefetin sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği, Türkiye’nin hukuk endeksinde dünyanın geri sıralarında olduğunu söylemeleri bir kere Türkiye gerçekleriyle bağdaşır durum değil.” Dedi. Bakan Tunç, bu endeksleri düzenleyenlerin, masa başında bu endeksleri nasıl düzenlediklerini, Türkiye’de kimlerle konuştuklarını ve Türkiye’de hangi anketlere dayandıklarını çok iyi bildiklerini söyledi.
170 GAZETECİYİ ÖLDÜREN İSRAİL, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE OLACAK, ÖYLE Mİ?
Bakan Tunç, endeksin, eski ABD Barolar Birliği Başkanı’nın kurduğu dernek tarafından oluşturulduğunu bildirerek, “Dünya Adalet Projesi. Bu dernek bağışlarla yürüyor. Bağışları yapanlar da ilgili kurum, kuruluşlar. Birinci bağışçı Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı. İkinci, üçüncü, dördüncü bağışçılar ilk 20, ilk 50’ye baktığınız zaman bağış yapanın daha ön sıralarda olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla parayla sıralama belirleyen bir endeksi burada baz alıp Türk yargısını karalamaya çalışmak bir kere hadsizliktir. Biz buna müsaade etmeyiz.” ifadelerini kullandı.
Türk yargısının, 15 Temmuz’da nasıl milletin yargısı olunduğunu gösterdiğini vurgulayan Bakan Tunç, şöyle devam etti:
“Birilerinin, vesayetçi anlayışın arka bahçesi olmaktan nasıl kurtulduğunu Türk yargısı göstermiştir. O nedenle Yassıada yargısını, 27 Mayıs yargısını, 12 Eylül yargısını, 28 Şubat yargısını özleyenler bu endeksleri baz alarak Türk yargısını yıpratamazlar, millet de buna müsaade etmez.
Aynı şekilde basın özgürlüğü. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin İsrail’den daha geride olduğunu söyleyebiliyorlar. Yahu el insaf. 7 Ekim’den bu yana çocukları, kadınları katleden, 50 bine yakın insanı şehit eden, 100 binden fazla insanı yaralayan, yerinden yurdundan eden ve orada gazetecilik faaliyeti yapan 170 gazeteciyi öldüren İsrail, basın özgürlüğünde Türkiye’nin önünde olacak, öyle mi?
Böyle bir şey var mı? Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bu endeksler maalesef masa başında, objektif kriterlere dayanmayan, tamamen metodolojisi farklı, sadece Türkiye’yi karalamaya yönelik sıralamalar yaparak algı oluşturmaya yönelik endeksler. Biz milletimizin refahı için, milletimizin adalet hizmetlerinden daha fazla yararlanabilmesi için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devleti. Türk yargısını da hiç kimse bu şekilde hadsiz sözlerle karalayamaz, buna müsaade etmeyiz.”
Yenidoğan Çetesi’yle ilgili soruya ilişkin, soruşturmanın davaya dönüştüğünü ve ilk duruşmanın bu hafta gerçekleşeceğini anımsatan Bakan Tunç, “Burada özellikle iddianamede ortaya çıkan bazı hususlar var ve bu hususlar mahkeme tarafından iddianame kabul edildi. Şimdi yargılama süreci. Hep beraber yargılama sürecini takip edeceğiz ve bu hafta ilk duruşmalar gerçekleşir, savunmalar alınır ve sonrasında da yargı süreci devam eder.” ifadelerini kullandı.
SÜRÜLDÜĞÜNÜ İDDİA ETTİKLERİ HAKİM, REDDİ HAKİM TALEBİNDE BULUNDUKLARI HAKİM
Bakan Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, iddialarıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Bunların ne söylediklerinden kendilerinin de haberi yok. Sürüldüğünü iddia ettiği hakim, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine ‘ahmak’ dediği iddiasıyla yargılandığı mahkemede hakimin reddi talebinde bulundukları hakim. Yani ‘Bu hakim bizim davamıza bakmasın’ diye dilekçe verdikleri, reddihakim yaptıkları hakimin, başka bir sebeple Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından başka bir yere tayinini, sanki davanın hakimini sürdüler şeklinde değerlendirmek tamamen abesle iştigal, mantık dışı bir yorumlama. Yani buna cevap vermeye bile değer bulmuyorum ama maalesef bunlar oluyor.”
“Arkadaşın sağa sola sataşacağına İstanbulluların sorunlarıyla ilgilenmesi lazım.” diyen Bakan Yılmaz Tunç, “Seçildiği günden bu yana maalesef bu tür abesle iştigalleri görüyoruz. Özellikle yargıya yönelik en son söyledikleri sözleri reddediyoruz. Türk yargısına kimse hakaret edemez. Yargımız tarafsız ve bağımsızdır. Anayasa’mızın 138. maddesi çerçevesi içerisinde yargı makamlarına hiç kimse talimat veremez, emir veremez, yargı makamları da hiçbir talimatı dikkate almaz.” şeklinde konuştu.