Dolar 34,4944
Euro 36,3655
Altın 2.965,81
BİST 9.221,38
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 17°C
Az Bulutlu
Samsun
17°C
Az Bulutlu
Cum 26°C
Cts 8°C
Paz 8°C
Pts 8°C

Arı yetiştiricilerine iklim değişikliğine karşı alternatif ürünlere yönelme önerisi

– Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu:
– “Bal, polen, propolis gibi ürünler, çevredeki bitki kaynaklarıyla yakından ilgili üretim çeşitleri. Oysaki ana arı üretimi, arı sütü üretimi, arı zehri, apilarnil gibi üretimler, direkt çevreyle ilgili değil. Arıcılar, bu ürün çeşitliliğine yöneldikleri takdirde iklim değişikliği karşısında en azından ayakta durabilecek kadar bir ekonomik gelir sağlayabilirler”

Arı yetiştiricilerine iklim değişikliğine karşı alternatif ürünlere yönelme önerisi
22 Temmuz 2023 12:54
146
A+
A-

DÜZCE (AA) – ÖMER ÜRER – Düzce Üniversitesi (DÜ) Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, iklim değişikliğinin arı popülasyonunu ve bal üretimini olumsuz etkilediğini belirterek, üreticilere alternatif arı ürünlerine yönelme önerisinde bulundu.

Kekeçoğlu, AA muhabirine, arıcılık sektörünün son yıllarda iklim değişikliğinden etkilendiğini söyledi.

Bu durumun arıcıları zor durumda bırakmaya başladığını belirten Kekeçoğlu, “Orman yangınları canımızı yakmıştı. Bu yıl ise özellikle Karadeniz'de seller gerçekten arıcıları çok zor durumda bıraktı. Seller nedeniyle kovan kaybı yaşayan arıcılarımız oldu. Bunun önlemleri alınabilir fakat aniden geliştiği için çaresiz bırakabiliyor.” dedi.

Kekeçoğlu, arıların hava sıcaklıklarındaki ani değişikliklere ayak uyduramamasının, bal rekoltesini de önemli düzeyde düşürdüğünü aktararak, şöyle devam etti:

“Türkiye'de önemli düzeyde bir bal ihracat var çünkü çok kaliteli balımız var. Kaliteden dolayı da tercih edilen bir bal. Ancak iklim değişikliği nedeniyle ve diğer arı ürünlerinde üretim miktarının düşmesine bağlı olarak da ihracat miktarında da yavaş yavaş azalma bekliyoruz. Bunların önlemleri alınabilir. Bu önlemlerin en başında arı ırklarını doğru seçmek geliyor. Arıcılara öncelikle kendi arı ırklarımızı tercih etmesini ve kullanılmasını öneriyoruz çünkü iklim değişikliğine karşı daha dayanıklı olabiliyorlar, daha hızlı adaptasyon sağlayabiliyorlar.”

– “Yabancı ırklara eğilim göstermeyelim, yerli ırklarımızı tercih edelim”

Arıcıların çok kovanla fazla üretim yapmak yerine az miktarda kovanla çalışıp yüksek verim elde etmesinin doğru olduğunu görüşünü paylaşan Kekeçoğlu, “Bal, polen, propolis gibi ürünler, çevredeki bitki kaynaklarıyla yakından ilgili üretim çeşitleri. Oysaki ana arı üretimi, arı sütü üretimi, arı zehri, apilarnil gibi üretimler, direkt çevreyle ilgili değil. Arıcılar, bu ürün çeşitliliğine yöneldikleri takdirde iklimsel değişikliği karşısında en azından ayakta durabilecek kadar bir ekonomik gelir sağlayabilirler.” diye konuştu.

Kekeçoğlu, DAGEM olarak yaptıkları çalışmayla Türkiye'nin Anadolu arı ırklarının biyoçeşitliliğini ortaya koyduklarını anlatarak, “İnanılmaz derecede yüksek miktarda ırkımız var. Türkiye, dünyanın yaklaşık yüzde 20'lik arı biyoçeşitliliğine sahip. Dolayısıyla biz kendi ırklarımızın kıymetini bilmeliyiz. Şu an dışarıdan arı getiren çok arıcımız var. Saha çalışmalarımızda da bunu gördük. Bunun doğru olmadığını akademik bağlamda anlatmaya çalışıyoruz, bilinçlendirme yapıyoruz. Ancak bunu hala yapan arıcılarımız var. Arıcılarımıza yeniden seslenmek istiyorum; lütfen yurt dışından getirdiğiniz yabancı ırklara eğilim göstermeyelim, yerli ırklarımızı tercih edelim. Bu, iklim değişikliğine karşı alabileceğimiz en önemli önlem çünkü genetik olarak onların bağışıklığı, onların direnci, onların zor iklim koşullarına adaptasyonu daha yüksek.” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Tayfur Murat Eğilmez

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.