Dolar 32,3717
Euro 34,7544
Altın 2.413,87
BİST 10.045,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 16°C
Hafif Yağmurlu
Samsun
16°C
Hafif Yağmurlu
Cum 17°C
Cts 17°C
Paz 18°C
Pts 21°C

Baş edilemeyen “kaygı” durumunda uzman yardımı gerekiyor

– Medicana Sağlık Grubu’ndan Klinik Psikolog Sinem Özdener:
– “Kişinin hayatında kaygı olması normaldir. Ancak kaygının günlük hayatta baş edilemeyecek noktaya gelmesiyle bir ruh sağlığı uzmanından yardım alınmalıdır”

Baş edilemeyen “kaygı” durumunda uzman yardımı gerekiyor
17 Ekim 2023 11:53
58
A+
A-

İSTANBUL (AA) – Medicana Sağlık Grubu'ndan Klinik Psikolog Sinem Özdener, kaygının günlük hayatta baş edilemeyecek noktaya gelmesi durumunda uzman desteğinin alınması gerektiğini bildirdi.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özdener, “anksiyete” teriminin “kaygı” terimi ile eş anlamda kullanıldığını, kişinin tarafından kaygı, endişe, panik hali ve sürekli olarak kötü bir şey olacakmış hissi olarak tarif edildiğini aktardı.

Anksiyete veya kaygı durumlarında kalp atışının, nefes alışverişinin hızlanması veya terleme gibi semptomların söz konusu olabildiğini belirten Özdener, şu ifadeleri kullandı:

“Yaşanılan olumsuz bir olay sonucunda kişi kuruntu yapmaya meyillidir ve kendi kendine 'Neden her şey ters gidiyor?' 'Neden bunlar hep benim başıma geliyor?' gibi sorular sorabilir. Mevcut problemin olumsuz yönüne odaklanarak felaketleştirme yapılır. Kişinin odağını bu düşüncelere tekrar tekrar çevirmesi gün geçtikçe endişe seviyesinin yükselmesine sebep olabilir. En başta problemi çözmek için kişinin geliştirdiği sorgulama yöntemi problemin kendisine dönüşür. Bir topluluk önünde ellerinin titremesinin fark edilmesini utanç duygusuyla bağdaştıran bir kişinin bu düşünceyi sürekli olarak tekrar etmesi sonucunda utanç duygusunu daha fazla arttırmasını ve ellerinin titremesinin kaçınılmaz hale getirmesini örnek verebiliriz. Kişinin bu durumla başa çıkması zorlayıcı olabilir ve günlük hayatını olumsuz yönde etkileyebilir.”

– Kaygı ne zaman normaldir?

Özdener, kişinin günlük hayat içinde kaygılı hissettiği zamanlar olabileceğini, kaygıya bazen kişinin sorumlulukları, ailesi, kariyeri, para durumu ya da sağlığı gibi faktörlerin de sebep olabileceğini vurgulayarak, kaygının kaynağı zaman zaman değişkenlik gösterse de belli aralıklarla ortaya çıktığını anlattı.

Bu durumun hayatın bir parçası olduğunu, hatta bazen kriz anlarında potansiyeli zorlamaya bile faydası olabileceğine işaret eden Özdener, “Kişinin hayatında kaygı olması normaldir. Ancak kaygının günlük hayatta baş edilemeyecek noktaya gelmesiyle bir ruh sağlığı uzmanından yardım alınmalıdır. Bu gibi durumlarda kişi aşırı kaygı, endişe veya panik halinde olduğundan ve bu duyguyu deneyimleme korkusundan dolayı bazı olaylardan kaçınmaya başlar. Gösterilen bu kaçınma davranışları kişinin hayatındaki işlevselliği bozar ve artık bu durum bir problem haline gelmiş olur.” değerlendirmesinde bulundu.

“Yaygın Anksiyete Bozukluğu”na ilişkin de bilgi veren Özdener, bu durumun “kolay yorulma”, “halsizlik”, “konsantrasyon güçlüğü”, “sürekli olarak endişe duyma”, “kas gerginliği”, “kolayca öfkelenme”, “uyku bozuklukları” semptomlarının en az 3 tanesinin, 6 ay veya daha fazla süre kadar görülmesiyle gerçekleştiğini aktardı.

– “Düşünce şeklinizi değiştirin”

Özdener, yaygın anksiyete bozukluklarının tedavisinin psikoterapi, ilaç tedavisi gibi yöntemlerle mümkün olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Bireysel ihtiyaçlara göre kişisel bir tedavi planı oluşturulabilir. Bilişsel davranışçı terapi anksiyete tedavilerinde en çok sonuç alınan psikoterapi yöntemidir. Geçmiş tecrübelerimizin oluşturduğu düşünce kalıplarımız bazı duyguların gelişimine sebep olur dolayısıyla otomatik düşüncelerimiz kaygı gibi duygulara yol açabilir. Kişi zaman zaman düşünce şeklinin mantıksız olduğunun bilincinde olsa da bu gerçek dışı düşünce kalıplarının getirdiği duyguları engelleyemez. Bu durum kişiyi bir kısır döngüye sokar. Böyle bir durumda bir ruh sağlığı uzmanından yardım alınmalıdır. Bilişsel davranışçı terapi kalıplaşmış gerçek dışı düşünceleri değiştirmek üzerine yoğunlaşır. Düşünce şekli değiştirildiğinde istenmeyen duygu da değiştirilebilir. Başka bir deyişle kaygıya yüklenilen anlam değiştirildiği zaman kişiye tehlike algısı yaratmaktan çıkar ve günlük hayatımızı sürdürmemize engel olan bir dürtü haline gelmez.”

Muhabir: Hatice Şenses Kurukız

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.