Depremlerle hasar gören Düzce’deki antik kent tarihe ışık tutuyor
DÜZCE (AA) – ÖMER ÜRER – Arkeologların kazı çalışmalarıyla geçmiş dönemlerdeki deprem ve restorasyonlarla yıkıma ve değişime uğradığı tespit …
DÜZCE (AA) – ÖMER ÜRER – Arkeologların kazı çalışmalarıyla geçmiş dönemlerdeki deprem ve restorasyonlarla yıkıma ve değişime uğradığı tespit edilen Düzce'deki Prusias ad Hypium Antik Kenti'nde bulunan yapılar tarihe ışık tutuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle Konuralp Müze Müdürlüğü ve Düzce Belediyesinin destekleriyle bölgenin en eski yerleşim yeri olarak bilinen antik kentte başlatılan kazı çalışmaları devam ediyor.
Zamanla üzerine yeni yapılar inşa edilen fakat toprak altı zenginliği bozulmayan bölgede, antik tiyatro, surlar, su kemerleri ve Roma Köprüsü gibi yapılar yer alıyor.
Antik kentin tiyatro bölümündeki kazılarda 2 bin yıllık medusa, mask heykelleri ile groteks figürü ve tonoz bulundu.
Sahne bölümünün ortalarında yürütülen çalışmada ise Apollon, zafer tanrıçası ve avcı Akteon'un kabartma heykellerine rastlandı.
Tarihi milattan önce 3. yüzyıla dayanan antik kentteki kazılarla söz konusu alan günden güne genişlerken, Konuralp Antik Tiyatrosu'nun 11 bine yakın seyirci kapasitesi olduğu belirlendi.
Geçmiş dönemlerdeki depremler ve restorasyonlarla yıkıma ve değişime uğradığı tespit edilen antik kentte, kazı çalışmaları titizlikle sürdürülüyor.
– “Apollon, restorasyonu tamamlandığında 190 santimetreye ulaşacak”
Batı Karadeniz'in “Efes”i olarak anılan antik kentte çalışan Düzce Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğünde görevli arkeolog Koray Erdoğan, AA muhabirine, belediyeden 45 işçi, 5 arkeolog ve sanat tarihçisi, Türk Tarih Kurumundan da 3 arkeologla kazıları sürdüğünü anlattı.
Çalışmaların 2019 yılından sonra sponsorluğun da vermiş olduğu güçle devam ettiğini aktaran Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:
“Orkestra dediğimiz tiyatronun orta alanında sürdürdüğümüz çalışmalarda Hristiyanlığa geçişle işlevini yitiren tiyatro yapısının sahne binasından yıkıldığını tahmin ettiğimiz büyük mermer bloklarını kaldırma işlemi yaparken hemen altında büyük sürprizle karşılaştık. Restorasyon tamamlandığında muhtemelen 190 santimetreye ulaşacak Apollon Kitharodos, yani kitharasını çalan Apollon'u tespit ettik. Hemen onun 4 metre uzağında çok fazla tahrip olmuş kadın heykeliyle beraber Artemiz'in cezalandırdığı avcı Akteon'un sahnesini ve zafer tanrıçasının heykel kabartmalarını tespit ettik.
Bizim için en önemli buluntulardan biri, tayinini yaptığımız için Apollon oldu. Bilgeliğin, bir noktada sanatın da tanrısı olan Apollon, çok güzel ve yakışıklı şekilde betimlenmiş. Tiyatronun da aslında işlevine uygun çünkü burada gladyatör dövüşlerine uygun buluntumuz yoktu öncesinde. Daha çok kemikten yapılmış çalgı aletleri gibi müzikli oyunların oynandığına dair eserler tespit ediyorduk. Bir noktada elinde çalgı tutan tanrı heykeli bizi oldukça heyecanlandırdı ve Karadeniz arkeolojisine de ışık tutacak buluntu oldu bizim için.”
– “Karadeniz'de şu ana kadar tespit edilmiş tek tiyatro yapısı”
Erdoğan, buradan çıkan yapıtlardan Konuralp'in 2. yüzyılda büyük değişime uğradığını bildiklerini belirterek, “Şu anda çalışmaları sürdürdüğümüz orta alanda hesaplarımıza göre ölçümlerden sonra 16 basamak daha dahil edildiğinde ortalama 11 bine yakın seyirci kapasitesi ortaya çıkıyor. Karadeniz'de zaten şu ana kadar tespit edilmiş tek kamu ve tiyatro yapısı. İstanbul ve Ankara arasında bulunması ve büyük şehirlere yakınlığıyla tek olması sebebiyle ziyaretçileri de bekliyoruz.” dedi.
Tiyatronun geçmişte birçok depremle yıkıma uğradığını anlatan Erdoğan, aynı şekilde milattan sonra 2. yüzyılda ve sonrasında yapılan restorasyon izlerini de burada gördüklerini kaydetti.
Yapının tiyatro olarak kullanılırken sürekli dönüşüm geçirdiğini aktaran Erdoğan, “Örneğin duvarların tamamı kireç taşından yapılırken, restorasyonla yapılan taşların Konuralp'in şu anda da ana kayası olan kum taşından tekrar revize edilip tamir edildiğini duvardaki izlerden görebiliyoruz. Bölge zaten deprem bölgesi, antik dönemde de aynı şekilde tarihte yaşanan depremler var. Burada da depremin izleri var. Hristiyanlığa geçişle beraber tiyatroların işlevini yitirmesi, yasaklanması ve depremin etkileriyle burası büyük yıkıma uğramış.” değerlendirmesini yaptı.
Muhabir: Ali Bayaslan