Kentte yaşayan çocuklar “Yeşilce Çocuk” projesiyle doğayı tanıyor
– İstanbul Üniversitesi – Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Safa Balekoğlu:
– “Doğayı tanıyarak, farkına vararak aslında bitkilerin de bir canlı olduğunu ve doğayı korumanın aslında onları tanımaktan geçtiğini anlatıyoruz. Tanıyan insan sever, seven insan doğayı korur”
– Orman mühendisi ve çocuk gelişimcisi Saliha Zeynep Tank:
– “Aslında her eğitim için farklı farklı kazanımlar mevcut ama genel kazanımlardan bahsedecek olursak merak duygularını uyandırdığı için bilişsel gelişime katkı sağlıyor. Eğitim içerisinde faaliyetler kaba ve ince motor becerilerini destekliyor”
İSTANBUL (AA) – BİRİZ ÖZBAKIR – İstanbul Üniversitesi – Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü tarafından yürütülen “Yeşilce Çocuk” projesi, doğa içinde verilen pratik ve teorik eğitimlerle çocuklarda çevre bilincinin artmasına katkı sunuyor.
Çocuklara doğa sevgisinin ve çevre bilincinin kazandırılmasında erken çocukluk dönemi önem taşıyor. Uzmanlar, erken yaşlarda doğa ile etkileşimin; çocuğun doğaya karşı farkındalık, bağlılık ve ekolojik sorumluluğunun gelişmesi açısından faydalı olduğuna dikkati çekiyor. Çocuklarda bu gelişimi sağlamak adına hayata geçirilen projelerin sayısı da artıyor.
Bunlardan biri olan Yeşilce Çocuk projesinin koordinatörü ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Silvikültür Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Safa Balekoğlu, çalışmalarıyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Projeye 2021'in sonlarında başladıklarını kaydeden Balekoğlu, “Pandemiyle beraber eve hapsolan ve kent ortamlarında yaşayan çocuklarımızı biz doğaya davet ederek onların doğaya temas etmelerini sağlıyoruz. Kent ortamında, özellikle büyük kentlerde bu bir sorun. Çocuklarımızın doğayla iç içe; tohumlar, ağaçlar ve fidanlarla etkileşim halinde doğayı tanımalarını, o bağı kurmalarını sağlayan bir proje geliştirdik.” dedi.
Kentlerde yeşil alan miktarının az olduğuna değinen Balekoğlu, çocuklara hem doğada vakit geçirebilecekleri hem de teorik ve pratik anlamda eğlenceli bir eğitim imkanı sunduklarını söyledi.
Çocukların evde geçirdikleri zaman ile ilgili yapılan araştırmalara göre tablet, bilgisayar gibi elektronik cihazlarda geçirdikleri ekran sürelerinin yüksek seviyede olduğunu aktaran Balekoğlu, “Buna nazaran dışarıda geçirdikleri vakit ise yaklaşık birkaç dakika ile sınırlı. Biz bu noktada çocuklarımızı aslında ekranlardan gerçek hayata, doğa ile etkileşime davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
– “Ellerine harita verip tohumların yerlerini keşfetmelerini sağlıyoruz”
Eğitimlerin üniversitenin Sürekli Eğitim Merkezi tarafından, Sarıyer Bahçeköy'de bulunan İstanbul Üniversitesi – Cerrahpaşa Orman Fakültesi'nde verildiğini bildiren Balekoğlu, eğitim programının içeriği hakkında şu bilgileri verdi:
“Tohum koleksiyonumuzda onlara tohumlarımızı tanıtıyoruz. Ondan sonra tohumlarla ilgili onlara testler yaptırıyoruz. Çimlenme testleri yaptırıyoruz. Daha sonra bizim orman maketlerimiz var. Onlarda da ormanlarda yaptığımız müdahaleleri, nasıl gençleştirme yaptıklarımızı gösteriyoruz. Tohum avcısı eğitimimiz var. Yine orman fakültesi kampüsümüzde ellerine harita verip haritadan tohumların yerlerini keşfetmelerini sağlıyoruz. Bu şekilde onlara bir sorumluluk da yüklemiş oluyoruz. Doğayı tanıyarak, farkına vararak aslında bitkilerin de bir canlı olduğunu ve doğayı korumanın aslında onları tanımaktan geçtiğini anlatıyoruz. Tanıyan insan sever, seven insan doğayı korur.”
– “Merak duygularını uyandırdığı için çocukların bilişsel gelişimine katkı sağlıyor”
Orman mühendisi ve çocuk gelişimcisi Saliha Zeynep Tank ise “Yeşilce Çocuk” projesi kapsamında öncelikle 4-6 yaş grubuna eğitim verdiklerini anlattı.
Eğitimin sonunda çocukların elde ettiği kazanımlara ilişkin Tank, “Aslında her eğitim için farklı farklı kazanımlar mevcut ama genel kazanımlara değinecek olursak merak duygularını uyandırdığı için çocukların bilişsel gelişimine katkı sağlıyor. Eğitim içerisindeki faaliyetler kaba ve ince motor becerilerini destekliyor. Bunun yanı sıra hayal güçlerini güçlendiriyor, sorumluluk ve güven aşılıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Tank, eğitimin yaklaşık 2 saat sürdüğünü ve en az 10 en fazla 20 kişilik gruplarla gerçekleştirildiğini, bugüne kadar yaklaşık 100 öğrencinin proje kapsamında eğitim aldığını vurguladı.
Projenin, bilimsel bilgiyi özel tasarlanmış oyunlarla harmanlayarak, çocuklara ekolojik bilinç kazandırma amacıyla tasarlandığını anlatan Tank, “Eğitime katılan çocuklar, doğa içerisinde çok çeşitli uyaran olduğu için tekrar gelmek ve görmek istediklerini belirtiyorlar. En çok dikkat ettikleri şeyler; yaş halkaları ve yaban hayatı kısmında verdiğimiz eğitimde gördükleri hayvanlar. Gerçek hayatta göremedikleri için burada gördüklerinde çok şaşırıyorlar.” diye konuştu.
Tank, eğitime katılmak isteyenlerin, “Yeşilce Çocuk” sosyal medya hesapları ve üniversitenin web sitesi üzerinden başvuru yapabileceklerini kaydetti.
Çocukların okul öncesi dönemde doğa eğitimi almalarının öneminin altını çizen Tank, sözlerini şöyle tamamladı:
“Doğayı ne kadar erken tanırlarsa o kadar doğayı severler ve o kadar da korurlar. Bu yüzden özellikle okul öncesi dönemde öğrencilerimizi, çocuklarımızı doğaya doğru şekilde tanıtmaya özen göstermeliyiz. Bizim manifestomuz, değerli eğitimci Nurettin Topçu'nun “Gençlik geleceğin tohumudur.” sözüne dayanıyor. Nasıl ki koca bir ormanın hikayesi küçük bir tohumla başlıyorsa sürdürülebilir bir geleceğin hikayesi de geleceğin tohumu olan çocuklarımızla başlar diyerek bunu manifesto haline getirdik.”
Muhabir: Ali Bayaslan