Dolar 34,4944
Euro 36,3655
Altın 2.965,81
BİST 9.221,38
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 17°C
Az Bulutlu
Samsun
17°C
Az Bulutlu
Cum 26°C
Cts 8°C
Paz 8°C
Pts 8°C

Sokağa bırakılan içecek kutuları Asya kaplan sivrisineğinin üreme alanı olabilir

İSTANBUL (AA) – GÜLSELİ KENARLI – İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr …

Sokağa bırakılan içecek kutuları Asya kaplan sivrisineğinin üreme alanı olabilir
28 Nisan 2022 12:05
416
A+
A-

İSTANBUL (AA) – GÜLSELİ KENARLI – İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kerem Öter, sokağa bırakılan içecek kutularının bile Asya kaplan sivrisineği için üreme alanı olabileceğini belirterek “Vatandaşların bu türe karşı yapması gerekenleri 'Kültürel Mücadele' başlığıyla ayrı şekilde inceliyoruz. Bu, tüm mücadele planının yüzde 40'ını oluşturuyor yani çok önemli bir konu.” dedi.

Türkiye'de ilk olarak 2020'de görülen ve yerleşik tür haline gelen Asya kaplan sivrisineğinin, havaların ısınmasıyla birlikte yakın zamanda tekrar görülmesinden endişe ediliyor.

Doç. Dr. Öter, Ege bölgesinin bazı illerinde, Antalya, Eskişehir ve Bursa ile İstanbul’un Beykoz, Sarıyer, Silivri Çatalca, Büyükçekmece, Şile, Ümraniye ilçelerinde yoğun olarak görülen Asya kaplan sivrisineği ile mücadele yöntemleri hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Asya kaplan sivrisineğinin istilacı bir tür olduğunu belirten Öter, bu hızlı yayılışın Türkiye genelinde devam ettiğini söyledi.

Bu sivrisinek türünün 22 ayrı virüs bulaştırabildiği, özellikle “Chikungunya” ve “Zika”nın bunların başında geldiği bilgisini veren Öter, bunların henüz Türkiye'de görülmediğini bildirdi.

– “Asya kaplan sivrisineği küçük yapay su kaplarını kullanıyor üremek için”

Söz konusu türün dere ve göl kenarlarından ziyade, küçük su birikintilerine yumurtalarını bırakarak çoğaldığını aktaran Öter, şunları kaydetti:

“Vatandaşların bu türe karşı yapması gerekenleri biz 'Kültürel Mücadele' başlığıyla ayrı şekilde inceliyoruz. Bu, tüm mücadele planının yüzde 40'ını oluşturuyor, yani çok önemli bir konu. Kültürel mücadelede vatandaşların bilgilendirilmesi çok önemli. Asya kaplan sivrisineği küçük yapay su kaplarını kullanıyor üremek için. Diğer sivrisinek türleri dere kenarı, göl, gölet gibi büyük doğal su rezervlerinin kenarlarında çok olur. Asya kaplan sivrisineği asla bu doğal büyük hacimli su rezervlerini kullanmaz. Yapay, insan yapımı, aklınıza gelebilecek her türlü küçük kapları kullanır.”

– Alınacak önlemler

Bu noktada vatandaşlarca verilecek mücadelenin önemine değinen Öter, Asya kaplan sivrisineğinin üremesine neden olabilecek ortamları ve alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:

“Bahçeleri sulamak için biriktirilen yağmur sularının bulunduğu yerler, saksı altındaki tabakta biriken su, üreme alanıdır. Evlerin, balkonlardaki çiçeklerin altındaki sulukların özellikle yaz aylarında sık periyotlarla, maksimum beş günlük periyotlarla değiştirilmesi gerekiyor. Kenara atılan içecek kutuları bile üreme alanı. Sağa sola atılan kullanılmış araba lastikleri bizim en çok korktuğumuz üreme alanı. Çocuklar oynasın diye boyanarak kenara bırakılan araba lastiklerinin içine yağmur suyu birikiyor. Bu, Asya kaplan sivrisineğinin bir numaralı üreme alanıdır.”

– Karadeniz'de sarıhumma sivrisineği tehlikesi

Asıl amaçlarının sivrisineği kontrol altında tutmak olduğunu vurgulayan Öter, “Maalesef aslında bu kötü bir haber ama dünyanın hiçbir yerinde Asya kaplan sivrisineğinin kökü kazınamadı, dünyada hiçbir örneği yok. Bütün bu emeğin, bilimsel çalışmaların tek bir hedefi var; o da kontrol.” diye konuştu.

Hacettepe Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa öğretim üyeleri olarak iki yıl önce bir eylem planı oluşturduklarını anlatan Öter, “Bu plan dahilinde Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) yönergelerine uygun olarak İstanbul için modifiye edilmiş bir program hazırladık ve bir izleme sistemi kurduk. Bu sezon bu program üçüncü yılına giriyor. 5 ilçede başlamıştık, bugün İstanbul'un tüm ilçelerinde devam ediyor.” bilgisini verdi.

İstilacı türleri izlemek üzere yumurtlama tuzakları denilen özel tuzaklar kurduklarını ve bunların İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) programına dahil edildiğini ifade eden Öter, sistem sayesinde ilçelere, bölgelere göre bu türün yoğunluk haritalarını çıkarabildiklerini, yeni istilacı türlerin olup olmadığını takip ettiklerini anlattı.

Doç. Dr. Kerem Öter, şunları söyledi:

“Kurduğumuz izleme sistemiyle sürekli arazide, İstanbul'a diğer istilacı türlerin girip girmediğini takip ediyoruz. Şu an İstanbul için tek istilacı türümüz bu ama Karadeniz'de sınırlı bir bölgede tehdit oluşturan 'aedes aegypti' adında bir tür var. Bu, halk arasında 'sarıhumma sivrisineği' olarak tanınır. Trabzon, Sinop, Ordu, Samsun'da, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, Asya kaplan sivrisineği ile birlikte yerleşik bir tür. Hem Asya kaplan sivrisineği var hem de sarıhumma sivrisineği.”

– “Geçen seneki hastalarda astım krizlerine neden olmuştu”

Asya kaplan sivrisineğinin sağlığa etkileri hakkında bilgi veren Akademik Solunum Derneği Başkanı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu da sinek türünün alerjik bünyelerde astım krizi ve solunum sıkıntısı gibi sorunlara yol açabileceğini dile getirdi.

Soktuğu zaman vücutta çok ciddi şişliğe ve kızarıklığa yol açan sinek türünün genel alerjik reaksiyonlar yaratabildiğini bildiren Tutluoğlu, şöyle devam etti:

“Geçen seneki hastalarda astım krizlerine neden olmuştu, astım atağı ile gelmişlerdi. Bu astım atağı olarak değil de daha ciddi bir formda da olabilir. Böcek sokmasına karşı alerjisi olan kişiler vardır. Onlarda anafilaksi dediğimiz daha ciddi reaksiyonlar olabilir. Anafilaksi büyük bir alerjik reaksiyon. Boğazda düğümlenme, kitlenme, nefes alamama, ses tellerinin tamamen kapanmasıyla kendini gösteren bir durum. Böcek sokmasına karşı hassas olan kişilerde bunun olma ihtimali var. Normalde bunu biz arı sokmalarında görüyoruz.”

– İBB önlemleri

İBB'den alınan bilgiye göre, İstanbul'da sivrisinek üreme alanı olarak 193 bin aktif kaynak belirlendi. Üreme kaynaklarının yılın 12 ayı, haftalık periyotlarla kontrol edildiğini belirten belediye yetkilileri, bu alanlarda larva görülmesi durumunda biyolojik etkinlik testleri yapılmış ilaçlarla ilaçlama yapıldığını aktardı.

39 ilçede toplamda 2 bin “ovitrap” adı verilen istilacı türlerin yumurtalarını bırakmalarını sağlayan sivrisinek tuzağı kurulumu yapıldığını vurgulayan yetkililer, bu yöntemle popülasyon tespit edilen alanlarda öncelikle fiziksel ve biyolojik mücadele yapılarak sivrisinek yoğunluğunun artmasının engellenmesinin amaçlandığını kaydetti.

Muhabir: Sibel Kurtoğlu

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.