Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Samsun 19°C
Az Bulutlu
Samsun
19°C
Az Bulutlu
Cts 19°C
Paz 21°C
Pts 20°C
Sal 27°C

Uzmanından “diz artrozununa karşı erken yaşlarda önlem alınması gerektiği” uyarısı

İSTANBUL (AA) – Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Hasan Bombacı, toplumda diz kireçlenmesi …

Uzmanından “diz artrozununa karşı erken yaşlarda önlem alınması gerektiği” uyarısı
12 Nisan 2022 10:32
147
A+
A-

İSTANBUL (AA) – Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Hasan Bombacı, toplumda diz kireçlenmesi olarak bilinen diz artrozunun yaşlı hastalığı olarak bilinse de her yaşta ortaya çıkabildiğini belirterek, diz artrozunun birden bire ortaya çıkmadığını, artrozun 10-15 yıl kadar süren uzun bir sürecinin olduğunu ve buna karşı erken yaşlarda önlem alınması gerektiğini ifade etti.

Yeditepe Üniversitesi açıklamasına göre, artroz özellikle ileri safhalarda günlük hayatı ve çalışma hayatını büyük oranda etkileyen bir sorun. Vücudun modern yaşama yeterince adapte olamamasına bağlı hastalıklar kategorisinde değerlendirilen diz artrozu bu yüzden “uyumsuzluk hastalığı” grubunda kabul ediliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Hasan Bombacı, endüstriyel çağda diz artrozunun görülme sıklığının anlamlı derecede arttığını gösteren çalışmalar olduğunu belirterek, toplumda yaşlı hastalığı olarak bilinse de diz kireçlenmesinin her yaşta ortaya çıkabildiğine dikkati çekti.

Hareketsiz yaşam tarzı, obezite, metabolik hastalıklar, aşırı sigara kullanımı ve özellikle bilinçsizce yapılan spor aktivitelerinin vücudun yıpranmasına yol açtığına işaret eden Bombacı, kıkırdakların daha erken dönemde bozulmasına neden olduğunu kaydetti.

Bombacı, bilinen en önemli iki risk faktörünün yaşlanma ve şişmanlık olduğuna dikkati çekerek, yaşlanmanın önlenebilir bir risk faktörü olmadığını ancak şişmanlığın baş edilmesi zor bir durum olsa da önlem alınabilecek bir risk faktörü olduğunu belirtti.

“Diğer bir deyişle diz artrozuna zemin hazırlayan bazı faktörleri etkilememiz mümkün olmasa da bazılarını değiştirmek mümkün olabilir” ifadelerini kullanan Bombacı, şunları aktardı:

“Diz artrozunun sebeplerini kontrol edebildiklerimiz ve edemediklerimiz olarak başlıca 2 başlık altında inceleyebiliriz. Kontrol edemeyeceğimiz faktörler içerisinde; yaşlanma, cinsiyet, genetik yatkınlıklar sayılabilir. Kontrol edebileceğimiz faktörler ise başlıca 3 başlık altında incelenebilir; aşırı kilo, iş veya sporla ilgili aşırı yüklenme ve travma. Bunların dışında cerrahi ile düzeltilebilecek durumlar da vardır. Bunlar ortopedik bir cerrahi işlem gerektirse de uygun hastalarda yapıldığında diz artrozunu geciktirmek ve korumak için çok etkili yöntemlerdir.”

– “Gençlerde bu hastalığa en sık bilinçsiz yapılan sportif aktiviteleri yol açıyor”

Diz artrozunun en önemli bulgusu olan diz ağrısı orta ve ileri yaşlarda hekimlere en sık başvuru sebepleri arasında olduğunu ancak diz ağrısının artroz dışında başka sebeplerinin de olabileceğine işaret eden Bombacı, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu şikâyetin bir sebebi diz çevresindeki yumuşak dokulardan kaynaklanan problemler, başka bir sebebi ise ‘yaşlanan diz’ olarak adlandırılan, ilerleyen yaş ile birlikte eklemlerin doğal yıpranmasıdır. Diz artrozunun ağrı dışındaki klinik bulguları; ileri yaş, eklemde sertlik, 'krepitasyon', kemikte hassasiyet ve kemikte genişleme olarak sıralanabilir.

Günümüzde yaygın rastlanan kalp ve şeker hastalıkları gibi kronik bir hastalık olan diz artrozuna da ilk belirtiler başlar başlamaz müdahale edilmesi pek çok ağrılı dönemlerin ve işlev bozukluklarının geciktirilmesi ve önlenmesini sağlayabilir.”

Gençlerde bu hastalığa en sık bilinçsiz yapılan sportif aktivitelerin yol açtığını ifade eden Bombacı, ayrıca romatizma, avasküler nekroz, menüsküs yırtığı gibi nedenlerin de diz kıkırdağının yok olmasına yol açabildiğini kaydetti.

– “Hasta, yaşam biçimini değiştirerek bu rahatsızlıktan korunabiliyor”

Artrozun ortaya çıkmasında genetik faktörlerin etkisi konusunda araştırmaların devam ettiği bilgisini veren Bombacı, “Genetik araştırmacılar artrozla ilgili olabilecek genetik lokasyonlar tespit etseler de bunların tek başına etkisinin sınırlı olduğunu düşünmektedirler. Bulgular artrozun gelişmesinin genetik faktörlerin yanı sıra beraberinde başka fenotipik etkenlere de bağlı olduğu yönündedir.” ifadelerini kullandı.

Diz artrozu tedavisinde önceliğin konservatif yöntemler olduğunu vurgulayan Bombacı, şunları kaydetti:

“Hasta, yaşam biçimini değiştirerek bu rahatsızlıktan korunabiliyor. Kilo vermek, diz egzersizleriyle eklem çevresi kaslarını güçlendirmek, ilk aşamada yeterlidir. Haftada 2-3 defa yapılan, yaralanma riski olmayan, orta derecede egzersizlerin ilk safhalarda artroza bağlı belirtilerin giderilmesinde etkili olduğunu gösteren pek çok araştırma mevcuttur.

Ancak bu kişisel önlemlerden fayda görmeyen hastalar diğer artroz sebepleri açısından değerlendirilir. Ayrıntılı fiziki muayene ile grafi kontrollerinin ardından hastanın kemik ve kıkırdak yapısı, bacakların mekanik dizilimi ve hastanın beklentilerine göre en uygun tedavi yöntemi belirlenir. Bu tedaviler basit bir egzersiz programından tüm diz ekleminin yapay eklemle değiştirildiği diz protezlerine kadar geniş bir yelpazede yer alabilir.”

Muhabir: Cevat Kışlalı

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.