Türkiye
İSTANBUL (AA) – A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Stefan Kuntz, Türk Mili Takımı'na uygun bir oyun felsefesini bulduklarını ve bunu …
İSTANBUL (AA) – A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Stefan Kuntz, Türk Mili Takımı'na uygun bir oyun felsefesini bulduklarını ve bunu sahaya yansıtmak istediklerini söyledi.
Stefan Kunt, 2022 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri G Grubu'nda yarın Norveç ile Ülker Stadı'nda yapacakları karşılaşmaya ilişkin Riva'daki TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nde düzenlenen basın toplantısında milli takım kaptanı Burak Yılmaz ile açıklamalarda bulundu.
Herkesin milli takımdaki değişimi merak ettiğini ve bunun normal olduğunu belirten Kuntz, “Norveç basın toplantısını nasıl dinliyorsak, onlar da burayı dinleyecektir. Her şeyi burada açıklamak istemiyorum. Sizden gizlediğimizden değil. Kafamız oyun planı konusunda net ama bu planları kendime saklamayı tercih ediyorum. Türk Milli Takımı'nın bazı maçlarını izledim, Türkiye’de birçok stadı ziyaret ettim, yurt dışında da oyuncuları izledim. Oyuncularımızın güçlü ve zayıf yönlerini keşfetmek için onlarla ilişki kurmamız gerekiyor. Türk milli takımına uygun bir felsefe bulduğumuzu düşünüyorum. Norveç maçıyla ilgili düşündüklerimizi onlara anlattım. 'Bu taktikle oynayabilir misiniz?' dedik. Son antrenmanı yaptıktan sonra yarın keyifle maça çıkacağız.” ifadelerini kullandı.
“Yeniden başlamak, yeni sayfa açmak, insanların ne yapabileceğini bir kez daha göstermek için fırsattır” ifadesini kullanan Alman teknik adam, “Kısa bir süremiz var ama oyuncuları güçlendirmek, özgüvenle sahaya çıkmaları için küçük bazı değişiklikler yaptık. Takıma da söyledim, ilk stres testimiz gelmiş durumda. Kim sahada olacak, daha bu testte bile takım olmayı başarıp başaramadığımızı anlayacağım. Çünkü yedek oyuncu sahadaki oyuncudan yüzde 1 bile daha önemsiz değildir. Oyuncular yedek kulübesinde otururken de her şeyleriyle yüzde yüz arkadaşlarını desteklemeli, yoksa hedefimize ulaşmak zordur diyebilirim.” şeklinde konuştu.
Stefan Kuntz, baskı hissedip hissetmediği yönündeki bir soruyu ise “Belirli bir gerilim olması gerektiğini düşünüyorum ama bu yaşamayı beklediğimiz sevincin beklentisi. Son saatlere girdiğinizde bir tünele girmiş gibi hissediyorsunuz. Bir antrenör olarak buna alışığız. Yeni olan şey, yeni bir ülkenin milli takımı için kenar çizgide olacağım. Burada başarılar elde etmeye çalışacağım. Bu da son derece olumlu bir heyecan oluşturuyor. En nihayetinde yapmamam gereken, işime odaklanmak. Ülkemden bazı aile üyelerim gelecek, çalışmak zorunda olmayanlar. Diğerleri de Türk arkadaşlarını ziyaret ederek onlarla izleyeceklerini söyledi.” şeklinde yanıtladı.
Kadroda genç ve deneyimli oyuncu dengesini oluşturmak istediklerinin altını çizen Kuntz, “Bu iki kuşak arasında karışım oluşturmanın başarıyı getireceğini düşündüm. Bir tarafta deneyim var, diğer tarafta korkusuzluk. Bu kombinasyonu oluşturmak istedim. Nasıl futbol oynayacağımızı düşünerek kadro oluşturdum. Bu ilk kadro, bu kadroda bulunmak hep milli takıma çağırılacağının garantisi değil, bu kadroda yer almıyor diye milli takıma hiç giremeyecek de değil.” değerlendirmesinde bulundu.
Milli takımın geçmiş dönemine çok takılmak istemediğini vurgulayan Alman teknik adam, “Geçmişte bir ekip vardı ben o sırada stadyumda yoktum. Türkiye’nin Norveç’i ilk maçta yendiğini biliyorum, Norveç'in tüm oyuncularının oynadığı maçta. Norveç'te bazı oyuncuların olmaması dezavantaj olmak zorunda değil. Norveç’in kalitesinde düşüş olacağını düşünmüyorum. Birçok şey otomatik işlemeyecektir belki ama ben de bu milli takımın başında yeniyim ve kendi takımımın iyi bir maç çıkarmasını öncelik olarak alıyorum.” ifadelerini kullandı.
– “Türkiye’de kaleci meselesinin, büyük bir mesele olduğunu biliyorum”
Stefan Kuntz, kaleci tercihinin sorulması üzerine ise şöyle konuştu:
“Türkiye’de kaleci meselesinin, büyük bir mesele olduğunu biliyorum. O yüzden Sinan Bolat ve kaleci antrenörümüz Michael Rechner'i aldım. İki genç bir deneyimli kaleciden bir kadro oluşturmaya çalıştım. Michael’i de alıp kaleci için karar verirken bana yardımcı olmasını bekliyorum. Antrenmanları izledi, orada en önemli izlenimlerini benimle paylaştı. Bugünkü antrenmandan sonra kalede kimin olacağına karar vereceğiz. Takımın genel sorumluluğu teknik direktördedir. Yeni bir başlangıç hepimiz için bir fırsattır, sahip olduğumuz fırsatı sonuna kadar kullanmak istiyoruz. Tabii ki Norveç maçından sonra da tüm iş bitmiş değil.”
Kuntz, “Türkiye'ye yeniden döndüğün için neler hissediyorsunuz?” sorusuna, “Öncelikle stadyumlara gidip orada maç izlemek için her fırsatı kullandım. Federasyonun tesisleri harika, eski oynadığımız sahaları görmedik, çünkü artık yeni stadyumlar var. Etrafımdaki insanlar beni çok sıcak karşılıyor. Bu bana iyi bir duygu veriyor. Yeniden eve dönme duygusu oluşturuyor. Benim için en önemlisi önümüzdeki 4 maç. Hamit ve yetkililerle şunu söyledik, 4 maçın ardından oturup Türk futbolu konusunda neler yapılabileceğini düşüneceğiz. Şu an için kendimi Türk futbolunu değerlendirme konumunda görmüyorum. 4 maç sonra Türkiye’deki meslektaşlarımla görüşeceğim, neler yapabileceğimize bakacağız.” yanıtını verdi.
– Burak Yılmaz: “Kesinlikle kazanmamız gereken bir maç”
A Milli Takım Kaptanı Burak Yılmaz, Norveç maçının öneminin farkında olduklarını söyleyerek, “Kesinlikle kazanmamız gereken bir maç. Herhangi bir puan kaybına tahammülümüz yok. Elemlere çok iyi başladık devamında kötü gitti, bunları kenara bırakıp yarın 3 puana odaklanmış bir milli takımımız var. Yeni hava, yeni ortam, yeni hocamız, bizler de kendisine sizler gibi yardımcı olmak zorundayız. Tamamen yarına odaklandık, galibiyetten başka düşüncesi olmayan milli takımız var. Gerekli hazırlıkları yaptık, artık maç saatini beklemeye başladık. Norveç’in eksiklerine gelince, ben böyle maçlarda, bu seviyede eksikliğin çok fazla hissedileceğini düşünmüyorum. Hepimiz ülkelerimiz için oynuyoruz. İlk maçta da tam kadrolardı, orada çok iyi bir oyunla iyi bir skor elde ettik.” ifadelerini kullandı.
Burak, “Genç oyunculara bu zorlu maç öncesinde ne gibi tavsiyelerde bulunuyorsun?” sorusunu ise, “Arkadaşlarımız çok genç ama hem gençler hem de çok tecrübeliler. Baktığınız zaman çok üst düzey takımlarda oynayan arkadaşlarımız var. Onların çok fazla öğüte desteğe ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Futbolda ağabeylik statüsüne çok fazla inanmıyorum. Sahada herkes eşit. Onlardan kilometre olarak daha fazla yaptığım için onlarla gerekli konuşmaları yapıyorum, onlar da benimle yapıyor. Yarınki maç için birinin birisiyle konuşmaya ihtiyacı yok. Kazanıp şimdilik ikinci olmak istiyoruz.” şeklinde yanıtladı.
Stefan Kunt ile yalnızca 3 gündür birlikte çalıştıklarının altını çizen deneyimli futbolcu, şöyle konuştu:
“Hocamızın saha içinde radikal kararlar almasını beklememek gerek ama takım üzerinde küçük dokunuşları olacaktır. Bunu da sizler fark edeceksiniz. Onun uzun süreli sözleşmesiyle ideallere sahip olarak geldi. Ona destek olup, zaman tanımamız gerekiyor. Bu kadar kısa süre içinde ondan radikal değişim beklemeden, yarın küçük dokunuşlarla hem sizlerde hem de maç sonucunda gerekli etkiyi oluşturacaktır. Milli takımda son 6 ayda neler olduğunu biz de bilmiyoruz. Geçmişi mutlaka analiz ettik, şu ortamda o 6 ayı konuşmanın bize yararı olmayacağını düşünmüyorum. Yarına konsantre olalım, bu 6 aylık süreci daha sonra konuşalım. Geçmişi konuşmak istemiyorum, konuşsak çok şey var. Tabii ki tepedeki sorumluğu alır, burada sadece hocaya yüklemeyeceğim şeyler vardır. Her hatadan ders çıkarmamız gerek. Şu an bunu konuşmanın doğru bir zaman olduğunu düşünmüyorum.”
Takım üzerinde herhangi bir baskı olmadığını aktaran Burak Yılmaz, “Ama baskı olmalı. Baskı futbolcuyu ayakta tutan, formda tutan en büyük unsurdur. Arkadaşlarımız rahat, stresten uzak kalmaya çalışıyoruz. İnternetten uzak kalmaya çalışıyoruz. Hocamız baskıyı üzerine almaya çalışıyor.” şeklinde konuştu.
Muhabir: Burhanettin Selçuk Aval