Halkı Yatıştıran Strateji: Petrol Müjdesi, Maden Ruhsatı ve Seçim Öncesi Gündem Yönetimi
Seçim rüzgârı henüz resmî olarak esmemiş olabilir ama siyasi stratejiler çoktan sahnede.
Son günlerde Türkiye gündemini meşgul eden enerji ve maden gelişmeleri, doğal bir süreçten çok, halkın tepkilerini yatıştırmayı hedefleyen dikkatli bir manevranın parçası gibi görünüyor.
Alaçam’daki Dürtmen Dağı’nda yabancı bir şirketin başvurduğu maden arama ruhsat talebi, yerel halkın kararlı tutumu ve belediyenin olumsuz görüş bildirmesi sonrası resmî olarak iptal edilmiş görünüyor.
Ancak tek başına sevindirici bir haber gibi görünse de zamanlaması dikkat çekici: Ruhsat talebi iptal edilirken hükümet, kamuoyuna petrol rezervi bulunduğu müjdesini verdi.
Bu iptal/geri çekilme kesin olarak “süreç tamamen bitti” anlamına mı geliyor derseniz:
“Evet, başvuru geri çekildi ve ruhsat hakkı ortadan kalktı” deniyor;
ama benzer başvuruların ileride yeniden gündeme gelme riski olabilir — takipte olmak önemli.
Geçmiş seçim dönemlerinde de benzer bir kalıp görülmüştü.
Seçime yakın, özellikle halkın tepkili olabileceği alanlarda “müjdeler” verilerek gündem yönetiliyor; Gabar’da petrol bulunduğu haberleri buna klasik bir örnekti.
Ancak sondaj çalışmasının fiilen, erken seçim iddialarının yoğun olduğu dönemde açıklanması,
bu tür “müjde”lerin çoğu zaman halkı geçici olarak yatıştırmayı ve seçim atmosferini şekillendirmeyi hedeflediğini gösteriyor.
Bugünlerdeki petrol rezervi açıklaması ile maden ruhsatı iptali neredeyse aynı takvime denk gelerek,
toplumsal algıyı yönlendirme işlevi görmüş gibi duruyor.
Dikkat çekilmesi gereken bir diğer nokta ise, geçmişte mahkeme kararıyla durdurulan projelerin sonradan yeniden harekete geçirilmesi örnekleridir.
- Truva Bakır Maden İşletmeleri’nin Kazdağları’ndaki feldspat ocağı projesi mahkeme kararıyla durdurulmuş, ancak süreç sonrası şirketin faaliyetleriyle ilgili tartışmalar devam etmiştir.
- Erzincan İliç’te Anagold Madencilik’in genişletme projesi de mahkeme tarafından durdurulmuş, ancak sahada faaliyetlerin büyük kısmı tamamlanmış durumda olmuştur.
- Cerrattepe’de de “ÇED Olumlu” kararının iptali sonrasında işletme yeniden harekete geçmiştir.
Bu durum, iptallerin her zaman kalıcı olmadığını ve stratejik olarak sürecin yönetilebileceğini gösteriyor.
Benim gözlemim şöyle:
Halkın tepkili olduğu bir maden sürecini iptal ederek, hemen ardından enerji ve petrol müjdesi vermek,
kamuoyunu yatıştırmak ve olası tepkileri stratejik olarak yönetmek,
erken bir seçim hazırlığının sinyalleri olarak okunabilir.
Erken seçim kesinleşmiş olmasa da, bu hamleler seçim atmosferinin çoktan başladığını düşündürüyor.
Kısacası, bu gelişmeler sadece “müjde” veya “iptal” değil;
halkın nabzını ölçme, tepkilerini yönetme ve seçim öncesi stratejik denge kurma hamlesi olarak da değerlendirilebilir.
Geçmiş mahkeme kararları, sondajın fiilen erken seçim iddiaları döneminde açıklanması ve saha deneyimleri bunu güçlü bir şekilde destekliyor.
Zamanlamalar, tepkiler ve uygulama örnekleri bir bütün olarak bakıldığında, stratejik bir algı yönetimi söz konusu.