Ahmet Davutoğlu Samsun’da İftar Programına Katıldı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Samsun İl Başkanlığı tarafından düzenlenen iftar programına katıldı.
Gelecek Partisi Samsun İl Başkanlığı tarafından tarihi Taş Han’da gerçekleştirilen iftar Programına Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi İstişare Meclisi üyesi Mustafa Yeşilyurt ve çok sayıda partililer katıldı. Burada yaptığı konuşma ile hükümeti eleştiren Ahmet Davutoğlu yolsuzluklardan bahsetti.Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu iftar daveti sonrası yaptığı konuşmasında;“Bu sene biz parti olarak bir karar almıştık. Salon, otel salonlarında lüks sofralarda iftar etmemek gibi. Bu kararımızı alıp alana indiğimizde ilk Çanakkale’de Çan ilçesinde bin beş yüz vatandaşımızla birlikte mütevazi bir sofrada buluşmuştuk. Tabii ne zaman bir program yapsak aklımız önce Samsun gelir. Çünkü biliriz ki Samsun’da Mustafa kardeşimizde Hasan kardeşimiz de faaliyetlerin en güzelini yaparlar ve bizim yüzümüzü hiç kara çıkarmazlar. Kurucumuz hem partimizin hemde Samsun teşkilatımızın kurucusu Mustafa Yeşil bizim çok sağlam bir teşkilat kurdu. Mustafa Başkanı arayarak “Samsun’da, Samsunlarla iftar etmek istiyoruz. Yalnız bunu herhangi bir iftar değil, bir sokak iftarı şeklinde halkımızı açık şekilde yapmak istiyorum” dedim. Mustafa Bey emredersiniz Sayın Başbakan, biz hazırız dedi. Ve ciddi bir gayretle çalışmalara başladılar. Ama şunu ifade edeyim özellikle basın mensuplarımıza, bir Kahramanmaraş’ta karşılaştık. Kahramanmaraş’ta da deprem zedelerimizle iftar yapacaktık. İki bin kişilik bir iftar düşünüyorduk. Son gece iptal ettiler iftar açmayı düşündüğümüz bölgeyi bize. Ertesi gün başka bir mahallede iftarı açtık. Yine halkımızla beraber.Samsun’u benim ne kadar sevdiğimi herkes bilir. Ben her şehre isim verim. Samsun’a Meşale şehir derim. Maalesef Ramazan’dan bile Ramazan’da bile yasaklar, Ramazan’da bile ayrımcılıklar oluyor. Burada Saathane Meydanını biz istedik. Gönlüm isterdi ki Saathanede şöyle yine bin kişilik halk sofrasıyla bu iftarı yapalım. Büyükşehir Belediyesi meydanı vermemiş. Sonra iki meydanı daha niyet ettik, onlar da verilmedi. Ya biz düşman mıyız? Ramazan iftarı yapacağız. İstiyoruz ki bir kapıdan geçerek girmesin halk. Meydana gelsin herkes. Bir teyzeyi yolda gördüm. Buyur teyzem beraber iftar edelim dedim. Beraber geldik. Gönül isterdik ki bütün o esnaf gelsin bizimle birlikte iftar etsin. Kendileri için meydanlar açık, bizim için meydanlar kapalı. Ve söyledikleri gerekçe de şu, o gün orada bizim faaliyetimiz olacak. Yürüdük geldik, faaliyet falan yok. Bu Ramazan’da hiçbir yerde kapalı bir mekanda iftar yapmadık. Eğer iftarlar ve Ramazan sofraları bile bir ülkede ayrımcılığa sebep olmaya başlamışsa korkmamız lazım. Önce Allah’tan korkmamız lazım. Sonra milletten korkmamız lazım. Ramazan sofraları birleştirir. Ramazan sofraları açık olur. Ramazan sofralarında kardeşlik konuşur.Ülkemizin şartlarına bakalım. Dünyanın şartlarına bakalım. Ramazan gerçekten merhamet ayı olarak idrak ediliyor mu? Biz şimdi burada yine de daha iyi şartlarda daha geniş bir toplukla sokakta yapmak istedik. Olmadı ama en azından iftar ettik. Şu anda Gazze’de zalim bir ırkçı yönetimi siyonistlerin, ırkçı siyonistlerin baskısıyla Müslümanlar Ramazan oruçlarını açmayı bırakın. İçecek su bulamıyor. Tam Ramazanın ortasında ateşkesi bozdu İsrail ve tekrar soykırıma başladı. Sebep ne biliyor musunuz? Bir İsrail milletvekili Künest etti. Onların mecliste şunu söyledi. Dedi ki “Müslümanlara, Filistinlilere saldırmanın en güzel vakti Ramazan ayıdır. Çünkü Ramazan’da yorgun ve aç olurlar.” Bilmezler ki Gazze’li kahramanların karnı aç olsa bile yürekleri sapasağlamdır. Bakın bir buçuk senedir dünyanın bütün orduları, Amerikan ordusu, İngiliz ordusu donanması, İsrail’in teknolojik donanımlı ordusu küçük bir alana sahip olan Gazze’yi kontrol edemiyorlar. Ne acıdır ki Türkiye bir ülke olarak dünyanın öncü ülkelerinden lider ülkelerinden Türkiye halen İsrail’e giden yakıtı kesmediler. Halen örtülü ticaret devam ediyor. Gazze meselesinde maalesef tarihin bize yüklediği misyonu yerine getiremedik. Arkadaşlar bu bereket ayında maalesef halkımızın sofraları bereketli değil. Emeklilere üç bin liralık maaşı dört bin lira çıkarmak için karar aldılar, onun bile yasasını çıkaramadılar. Meclisi kapattılar işte milletvekilimiz burada. Daha emekliler üç bin liradan dört bin liraya çıkmadı. Halbuki 2018’de verilen ilk emekli maaş ikramiyesi neredeyse asgari ücret tutarındaydı. Şimdi en azından 15 Bin TL olması gereken emekli bayram ikramiyesini 4 Bin TL’ye çıkardılar sadaka gibi. Onun da daha kanunu geçiremediler. Çünkü mecliste İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun görevden alınması dolayısıyla tartışma çıkacak diye meclisi çalıştırmıyor. Çalıştırmayan kim? AK Parti, iktidar.Şimdi yolsuzluklar gündemde. Peki yolsuzluk dediğiniz şey ki siyasi hayatımı yolsuzluklara mücadele adamış biriyim. Başbakanlıktan ayrılma sebebim de yolsuzluktur. Yolsuzluklara karşı verdiğim mücadeledir. Sonra da her türlü baskıyla bu mücadeleyi sürdürdük. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili bir yolsuzluk soruşturması başladı. Ama eğer hırsız bizdense eğer yolsuz bizdense korumaya mahzar. Yok yolsuzluk başka bir tarafta yapılmışsa onun üstüne gideriz demek Hz. Peygamber’e ihanet etmek demektir. Hazreti Peygamber’in hadisini terk etmek demektir. Arkadaşlar kendi bakanlığına dezenfektan satan bakan olmadı mı bu memlekette? Bu yolsuzluk değil mi? Sayın Cumhurbaşkanı teşekkür ederek uğurladı Meclis grubunda o bakanı Ruhsar Bekcan’ı.Kara para aklama diyor savcılık açıklamasında. Kara para aklamanın dünyadaki en çarpıcı örneklerinden biri Rıza Zarrab değil mi? Rıza rüşvet veniyor. Rıza Zarrab’dan şu rüşvet alan bakanlar meclis soruşturma komisyonuna gönderildiğinde benim verdiğim mücadeleye rağmen onları kim bıraktı ve baş tacı etti? Birisini büyükelçi, diğerini hala aktif siyasetin içinde tuttu. Hayır efendim bu bizim arkadaşımız. O yapabilir. Ama öbürküsü bizim rakibimiz. O yapamaz. O cezalandı derseniz Hz. Peygamber’in hadisine ihanet etmişsiniz demektir.” dedi. samsunetikhaber.com