KARDEF BAŞKANI SALİH MERİÇ’TEN SERT AÇIKLAMA
Karadeniz Rumeli Dernekler Federasyon (KARDEF) Başkani Salih MERİÇ’ten Sert ve onemli uyarilarla açıklama yapti.
Balkanlarda Alevi Bektaşi inancına yönelik son yıllarda artış gösteren yaklasimlar oluyor .
Karadeniz Rumeli Dernekleri Federasyonu Başkanı Salih Meriç, Balkanlar’da Alevi-Bektaşi inancına yönelik son gelişmeleri değerlendirerek önemli uyarılarda bulundu. Meriç, Bektaşiliğin tarih boyunca hiçbir zaman “devlet kurma” ya da inancı siyasi bir aygıta dönüştürme amacı taşımadığını vurguladı
—
Karadeniz Rumeli Dernekleri Federasyonu Başkanı Salih Meriç, Arnavutluk’ta Baba Mondi öncülüğünde “Bektaşi devleti” kurma girişiminin inancın özüne aykırı olduğunu söyledi. Meriç, “Baba Mondi’nin kendisini Dedebaba ilan etmesi, Bektaşi erkânına göre geçersizdir. Bu tür siyasi hamleler ne geleneğe ne de tarihsel pratiğe uygundur” dedi.
BEKTAŞİLİĞİN MERKEZİ TÜRKİYE’DİR
Bektaşiliğin asırlardır Türkiye’de kök saldığını hatırlatan Meriç, “Yüzyıllardır devam eden Bektaşilik geleneği ve kurallarına göre merkezimiz bugün Türkiye sınırları içindedir. Alevi Ocakları’nın da serçeşmesi olan Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı, bu hiyerarşik yapının kalbidir” ifadelerini kullandı.
AYRIMCILIK TARTIŞMASI
Yunanistan’ın da bu konuda 2017 yılından beri bazı adımlar attığını hatırlatan Meriç, Atina’nın Bektaşiler arasında ayrımcı bir tutum takındığını belirterek şunları söyledi: “Her yıl Alevi-Bektaşi soydaşlarımız tarafından yağlı güreşler, panayırlar düzenlenir. Bu yıl da 671. panayır yapıldı. Etkinlik yıllarca Seçek Eğitim ve Kültür Derneği ile Seyyid Ali Sultan Dergahı işbirliğiyle yapılırdı. Ancak 2017’de Seyyid Ali Dergahı ortaklıktan ayrıldı. O dönemde dergahın mevcut postnişini hakkında bir ihbarla tutuklama kararı alındı ve 6 ay tutuklu kaldı. Yerine gelen postnişin ile bu sürecin kapıları aralandı. Oluşturulan yönetim ‘Yunan Bektaşi’ kimliğini; Seçek Derneği ise ‘Türk Bektaşi’ kimliğini’ savunuyor.”
İNANCIN RUHUNA AYKIRI
Meriç, hem Arnavutluk’taki “Bektaşi devleti” planının hem de Yunanistan’ın ayrıştırıcı yaklaşımının, inancın ruhuna aykırı olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Bektaşilik kültürel ve manevi bir değerler bütünü olarak yaşatılmalıdır. Onu siyasete alet etmek, inancın özünü zedelemektir. Ve bu yasaya şu anda PASOK partisi Rodop milletvekili olan İlhan Ahmet de evet oyu kullanarak destek verdi. Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının tüm kazanılmış hakları usul usul ellerinden alındı. Bunlar olurken kurum kuruluşların başkan ve yönetim kurulları halktan kopuk olmamalıdır. Destek verilen belediye başkanları, milletvekilleri doğru kişilerden seçilebilirdi. Örneğin son seçimlerde 5 bin oy alan İlhan Ahmet seçilmeyebilirdi. 11 bin fazladan oy verilen Özgür Ferhat’tan giden oyların 3 bini Sibel Mustafaoğlu’na verilse, toplumda bugün PASOK milletvekili İlhan Ahmet’in vermiş olduğu tahribatlar olmazdı.”