Kumar Bağımlılığı Tedavisinde En Zor Aşama Kabul Süreci
Kumar bağımlılığı tedavisinde en zor aşamanın, bireyin sorunun varlığını kabul etmesi olduğu belirtildi.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Cengiz Çelik, kumar bağımlılığı yaşayan bireylerde tedavi sürecine başlamanın önündeki en büyük engelin, bireyin “kontrolün kendisinde olduğu” düşüncesiyle durumu inkâr etmesi olduğunu ifade etti. VM Medical Park Samsun Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Çelik, bu zorlu ikna sürecinde ailelerin rolünün kritik önem taşıdığını vurguladı.
Dr. Çelik, kumar bağımlılığı ile mücadelede ilk adımın, ailelerin sürece doğru biçimde dahil olmasıyla atıldığını belirtti. Uzman, bireylerin tedaviye yönlendirilmesinde aile içi iletişimin yapısının belirleyici olduğunu kaydetti.
Bağımlılıkla Mücadelede Aile İletişimi ve Sınırların Önemi
Uzm. Dr. Çelik, ailelerin bağımlı kişiyle iletişim kurarken yargılayıcı olmaktan kaçınması gerektiğini belirtti. ❝Kişiyle konuşurken ‘Bunu neden yapıyorsun’ yerine ‘Senin için endişeleniyorum; bu durum seni de bizi de zorluyor’ gibi ben dili kullanmak, kişinin savunmaya geçmesini önler❞ açıklamasını yaptı.
Bağımlılığın sonuçlarının sakin ancak net bir dille ifade edilmesinin, bireyin gerçeklik algısını desteklediğini aktardı. Bu ifadelerin tehdit değil, kişinin mevcut tabloyu görmesine yardımcı olan bir ayna işlevi gördüğünü ekledi.
Öte yandan, ailelerin bağımlıyı destekler gibi görünen ancak bağımlılığı sürdüren davranışlardan uzak durması gerektiğinin altı çizildi. Uzm. Dr. Çelik, ❝Bu sınırlar kişiyi köşeye sıkıştırmak için değil; bağımlılığın gerçek sonuçlarıyla yüzleşmesini sağlamak için gereklidir❞ diyerek, sınır koymanın iyileşmeyi başlattığını ifade etti.
Tedaviye Yönlendirmede Hazır Çözüm Sunmak
Kumar bağımlılığında ikna sürecinde kritik bir adımın, kişinin önüne “hazır seçenekler” sunulması olduğunu belirten Dr. Çelik, ❝Bir uzman, bir klinik ya da grup desteği önerip ‘İstersen birlikte gidebiliriz’ demek, kişinin tedaviye yönelme ihtimalini ciddi şekilde artırır❞ şeklinde konuştu.
Dr. Çelik, kumar bağımlılığının irade eksikliği değil, tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu vurguladı. Reddetme ve erteleme davranışlarının sürecin doğal parçası olduğunu hatırlatan uzman, ailelerin kararlı tutum, net sınırlar ve sakin dil ile yanında durması durumunda kişinin tedaviye adım atma eğiliminin arttığını sözlerine ekledi.