Kılıçdaroğlu, Zonguldak’ta sivil toplum örgütü temsilcileri ve muhtarlarla buluştu:
ZONGULDAK (AA) – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kavgaya değil, helalleşmeye ihtiyacı olduğunu belirterek “Ne kavgası ya …
ZONGULDAK (AA) – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kavgaya değil, helalleşmeye ihtiyacı olduğunu belirterek “Ne kavgası ya bıktık artık kavgadan. Biz de öyle sütten çıkmış ak kaşık gibi değiliz. Hatamız oldu, eksiğimiz oldu, yanlışımız oldu, onları telafi etmeye çalışıyoruz. Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim, son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir.” dedi.
Zonguldak'taki temasları kapsamında muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, kentin “emeğin ve alın terinin başkenti” olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, ülkedeki 84 milyon vatandaşın kenetlenmesi için barış ve huzurun olduğu bir Türkiye'nin inşa edilmesi gerektiğini dile getirdi. Türkiye'de her alanda ciddi sorunlar bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ekonomik ve sosyal sorunların ülkeyi yöneten siyaset kurumu tarafından çözülmesi gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, Zonguldak'taki rezerve rağmen kömür ithal edilmesini eleştirerek “Bir taşla üç kuş vurmak varken neden 3 ayrı alanda negatif bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz? Neden ithal ediyoruz, neden istihdam yaratmıyoruz, neden dışarıya para ödüyoruz?” dedi.
– “Bir ülkenin dünyaya meydan okumasının tek yolu vardır, üretim”
İktidarın politikalarına yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Efendim biz Türkiye olarak dünyaya meydan okuyoruz. İşsizle mi meydan okunur, eksi rezervlerle mi meydan okunur? Bir ülkenin dünyaya meydan okumasının tek yolu vardır; üretim, üretim. Üretirseniz güçlüsünüz, alın teri dökerseniz güçlüsünüz, istihdam yaratırsanız güçlüsünüz. O zaman herkes size diyecek ki 'Türkiye hızla büyüyor, hızla kalkınıyor, istihdam yaratıyor, katma değeri yüksek ürün üretmeye başladı Türkiye.' O zaman Türkiye'nin saygınlığı ve itibarı artar. Bu iş lafla olmuyor, bu iş alın teriyle oluyor. Bununla Türkiye büyüyecek.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Uzun Mehmet'in topraklarında yaşadıklarını, bu bereketi tekrar yakalamak zorunda olduklarını belirterek emeklilerin aldıkları aylıkla geçimini sağlayamadığını söyledi. Bu konudaki çözüm önerilerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Bir yasal düzenleme yapılır; 'Emekli milli gelir artışından pay alamaz.' diye bir düzenleme konuluyorsa bütün emeklilerin düşünmesi lazım. 'Ya arkadaş düne kadar memleketin kalkınması için biz çaba harcadık, biz alın teri döktük şimdi benim evlatlarım çalışıyor ama kalkınmadan bana pay verilmiyor. Niçin? Ben bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşı mıyım?' Evet var olan iktidar dedi ki 'Emekliler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ikinci sınıf vatandaşıdır. Onlara kalkınmadan pay verilemez.' Kanun hükmü, beğenin ya da beğenmeyin.” ifadelerini kullandı.
– “Sosyal kimlik üzerinden siyaset yapıyoruz”
Kılıçdaroğlu, inanç, etnik kimlik, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmadıklarını vurgulayarak “Sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapıyoruz. Emekliler, muhtarlar, milletvekilleri, yazarlar, apartman görevlileri, manavlar, pastacılar bir sosyal kimliktir. Her bir sosyal kimliğin sorunlarını masaya yatırıp çözerseniz, ülkenin sorunlarını o zaman çözmeye talip olursunuz. İşin kolaycılığına kaçıp da din iman üzerinden etnik kimlik üzerinden edebiyat yaparsanız ülkeyi böler, ayrıştırır ve kutuplaştırırsınız.” değerlendirmesinde bulundu.
Emeklilikte yaşa takılanlar konusunun “garabet ve akıl tutulması olduğunu” savunan Kılıçdaroğlu, “Normali nedir? 'Ben daha fazla çalışırım, daha çok prim öderim, daha yüksek emekli aylığı alırım.' normali budur. Hangi ülkeye giderseniz gidin, kim çok prim ödemişse o kadar yüksek emekliği aylığı alır. Tek istisna var o da Türkiye, çok prim ödersen daha düşük emekli aylığı alıyorsun. Peki bu kanun çıkarken sendikalarımız, emeklilerimiz, işçilerimiz neredeydi? 'Ya burada bir garabet var kardeşim, ben daha fazla prim ödüyorsam daha yüksek emekli aylığı almam gerek.' demesi lazımdı, olmadı. Biz bu konu Mecliste tartışılırken olmaz diye genel kurulu terk ettik.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Türk lirasının itibarsız bir para haline geldiğini öne sürerek “Para bizim itibarımız, gururumuz ama siz ekonomiyi alır da yabancı paraya endekslerseniz, bütün fiyatları yabancı para üzerinden çözerseniz, artı mevduatınızı da kura ayarlarsanız, o zaman kimse kusura bakmasın bunu yapanların milliyetçiliğini ben sorgularım. Milliyetçilik, hiç kimsenin önünde eğilmemektir. Ekonomik olarak güçlü değilseniz siyasi bağımsızlığınız yok demektir.” dedi.
Yeni ekonomik modelde faizlerin düşürüldüğünün söylendiğini ancak bunun doğru olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, “Hangi faiz düştü, kimin faizi düştü? Kim vurgun yaptı? 18 liradan doları bozdurup 13 liradan geri aldığı zaman milyarları kim vurdu, kim götürdü bu paraları? Manava, emekliye, işçiye, sanayiciye soruyorum, 'Yok.' diyor. Kim vurdu bu parayı? Araştırma önergesi verdik, o da reddedildi. Niye araştırmayalım? Millet İttifakı iktidara geldiği zaman bunu araştıracağız.” ifadelerini kullandı.
– “Beraber Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz”
Muhtarların demokrasinin temel taşı olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, muhtarlık kurumunun büyütülmesi ve sorunlarının çözülmesi gerektiğini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, muhtarlığın kamu kurumu olarak sayılması gerektiğini söyleyerek “Çok sayıda kanunda muhtar adı geçer, sizin bir temel muhtarlık kanununuz yok. Madem demokrasinin temel taşı diyoruz, bununla ilgili çalışma yaptık. Muhtarlık kuruluşlarına gönderdik, o çalışmayı Meclis Başkanlığına bir kanun teklifi olarak verdik. Millet İttifakı'yla bu kanunu çıkaracağız inşallah ve muhtarlar nasıl oluyor göreceksiniz.” şeklinde konuştu.
Türkiye'nin kavgaya değil, helalleşmeye ihtiyacı olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Ne kavgası ya bıktık artık kavgadan. Yanlış. Bizim de yanlışlarımız oldu, onu da ifade edeyim. Biz de öyle sütten çıkmış ak kaşık gibi değiliz. Hatamız oldu, eksiğimiz oldu, yanlışımız oldu, onları telafi etmeye çalışıyoruz. Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim; son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Bundan emin olmanızı isterim. Kimin derdi varsa onlarla dertleşiriz. Çözümlerimiz varsa sadece biz kendimiz oturup 'Ya biz çözdük.' demeyiz. Mutlaka liyakatli birisini çağırırız. Dışarıdan adam ithal edemeyeceğimize göre birlikte oturup bu meseleyi çözmemiz lazım. Türkiye'nin hızla büyümeye, hızla kalkınmaya, hızla istihdam yaratmaya ihtiyacı var. Türkiye bunları yapabilir mi, kesinlikle yapar. Millet İttifakı'nın iktidarında göreceksiniz en geç 6 ay içinde bütün çarklar dönecektir, bütün çarklar. Güven vereceksiniz topluma, şu anda yaşanan büyük bir güvensizlik var. O güveni sağlayacağız inşallah ve beraber Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz.”
Toplantı, daha sonra basına kapalı devam etti.
Muhabir: Fatma Can