Samsun’dan Bir Özgür Özel Geçti Bölüm 2
Taşıma Kalabalık, Taşınamayan Algı: CHP Mitinginde Görünürlük ve Görünmezlik
Geçtiğimiz gün Samsun’da düzenlenen CHP mitinginin sahne düzeninden liderlik kurgusuna, iletişimden organizasyona kadar birçok yönünü ele almış, partinin umut veren çıkışına gölge düşüren yapısal eksiklikleri masaya yatırmıştık. Ancak mesele sadece bir sahneden ibaret değil. Katılım biçimleri, medya ilişkileri ve kamuoyu algısının yönetimi de bir mitingin kaderini tayin eder. Şimdi bu açılardan Samsun mitingine yakından bakalım.
Taşıma Kalabalık ve Açık Edilen Gerçeklik
Mitingin dikkat çeken başka bir boyutu, katılımın büyük ölçüde çevre illerden sağlandığının gözle görülür biçimde sergilenmesiydi. Ordu, Giresun gibi illerden gelen katılımcıların ellerindeki pankartlar ve bayraklar, miting boyunca ön plandaydı. Oysa bu, stratejik iletişim açısından ciddi bir hata.
AKP ve MHP gibi partiler, mitinglerine farklı illerden kalabalıklar getirseler bile, bu katılımı alandaki görsellerle eriterek yerel bir hava yaratmayı başarıyor. CHP ise bu detaylara dikkat etmeden, adeta “bu kalabalık Samsun’dan değil” demek istercesine, katılımcıların geldiği illeri sergiledi. Bu durum, mitingin yerel meşruiyetini zedeledi; Samsun halkının ne kadarının gerçekten orada olduğu, ne kadarının yalnızca afişlerde göründüğü sorusunu doğurdu.
Seçmen algısında oluşan “taşıma kalabalık” söylemi, yalnızca o günkü kalabalığı değil, partinin halkla bağ kurma kapasitesini de sorgulatır hale gelir. CHP’nin gelecekteki organizasyonlarda bu tür sembolik görünürlükleri kontrol altına alması, kitlesel katılımı tek bir çatı altında, aidiyet duygusu zedelemeden yansıtması kritik öneme sahiptir.
Basın Alanı Değil, Basın Engeli
CHP’nin sıkça dile getirdiği bir yakınma var: “Basın bizi göstermiyor.”
Bu söylem haklı olabilir; ancak sorunun bir ucu da partinin kendi iletişim stratejilerindeki aksaklıklarda gizli olabilir mi?
Samsun mitingi bu açıdan da sınıfta kaldı. Yerel basına ayrılan alan, ne fiziksel olarak yeterliydi ne de teknik altyapı anlamında kabul edilebilir seviyedeydi. Elektrik bağlantısı yetersizdi, internet erişimi sorunluydu, kameraların görüş açıları engelliydi. Bu koşullarda görevini yapmaya çalışan yerel gazeteciler için miting, adeta bir haber üretme alanı değil, bir mücadele sahasıydı.
Oysa basın, yalnızca bir aracı değil; mesajın hem biçimi hem de ruhudur. Bir mitingde basının rahat çalışması, o mitingin kamusal görünürlüğünü doğrudan etkiler. CHP’nin bu gibi etkinliklerde yerel medyaya yönelik daha özenli bir yaklaşım benimsemesi, sadece gazetecilik adına değil, kendi mesajlarının kamuoyuna sağlıklı ulaşabilmesi için de şarttır.
Bir Mitingde Gizlenen Gerçek: İletişim Kendi Kendini Bozabilir
Samsun mitingi, sadece organizasyonel eksikliklerle değil, aynı zamanda algı yönetimindeki zaafiyetlerle de dikkat çekti. CHP, daha güçlü bir kamuoyu desteği ve daha görünür bir iletişim arzuluyorsa; taşıma kalabalıkları gölgede bırakmayı, basına alan açmayı ve her ayrıntıyı stratejik bir bütünlükle düşünmeyi öğrenmek zorunda.
Ve belki de asıl mesele şu: CHP, değişim arzusunu yalnızca söylemle değil, organizasyon biçimiyle, iletişim diliyle ve her bir mitingde gösterdiği profesyonellikle de ortaya koymak zorunda. Aksi takdirde, her iyi niyetli adım, iletişimsizlik içinde kaybolmaya mahkûm olur.
Bölüm – 1 – Duyurunun Gölgesinde Kalan Miting
Bölüm – 2 – Taşıma Kalabalık, Taşınamayan Algı:
Bölüm – 3 – Demokrasiden Bahsedip Sadece Kendi Bayrağını Taşımak